SITKI ÇEBİ’YE DÂİR İLK NOTLAR
Sn. Sıtkı ÇEBİ ile Akkuş ilçemizde görev yaptığım yıllarda tanışmışız. Yanlış hatırlamıyorsam, ilk karşılaşmamız, İsmail KAHRAMAN Bey’e âit, -Kabadüz Belediye Başkanlığı görevine seçildikten sonra bıraktığı- Endüstri Meslek Lisesi karşısındaki ORDU KİTABEVİ’nde olmuştu. Aşağıdaki notlar orayla ilgili olmalı:
“14.03.1989 günü Sıtkı ÇEBİ hocamızla çok istifâde ettiğim, Ordu Kültür ve Folkloruyla alâkalı bir sohbet yaptık. Bu, ilk tanışmamızdı. İlk intibâm, kendisinin gayretli, çalışkan ve canlı bir insan olduğu. Lâkin, kendisine istikrarlı bir destek verilmiyor gâlibâ…”
67-68’de ilkokulu bitirdim. 3. sınıfı Güzelordu İlkokulu’nda okuduğuma göre 65 yılından bu yana şehirde bulunuyor sayılırım. Gel gör ki, Sıtkı ÇEBİ’yle tanışmamız için daha 24 yıl beklememiz gerekmiş. O da sâdece bir tevâfuk. Gerçek anlamda tanışmalar çok daha sonraları olmuş. İşte, evlerine ilk gittikten sonraki notlar:
“Muzaffer Bey’le berâber Sıtkı ÇEBİ Bey’in evine gittik. Efendi ve asil insan ves’selâm. Evi de kendisi gibi mâzîyi, tevâzuu ve gönül zenginliğini yansıtıyor. Üst kattaki ahşap gövdede engin ve zengin bir bilgi hazînesi yüklü. Bugünün yeni binâları, kapasiteleriyle ters orantılı olarak bu zenginlikten yoksun.
Bize, asıl iddiâ sâhibi olduğu sahanın iktisat olduğunu, târihle hobi niteliğinde ilgilendiğini, bu ve benzeri kültürel çalışmalarla dinlendiğini ifâde etti. Çalışmalarının, daktilo edilerek cilt yapılmış nüshalarını gösterdi bize. Geniş bir arşivi de var ayrıca. Yazılıp da yayınlanmamış olan bir sürü eseri mevcut. Projeleri var. Neşirleri konusunu inşâllâh netîceye ulaştırır. Bunu kâlpten arzuluyoruz. Bizler de yardımcı olabilirsek ne mutlu! 03.02.1993”
Ortak, kültürel duygu, düşünce ve hayâl berâberliğinin getirdiği sohbetler bizleri daha da yakınlaştırıp kaynaştırdı. Zaman içerisinde âilece de tanıştık:
“ Sevdenur kızımızı da okulundan aldıktan sonra âilece Sıtkı ÇEBİ’lere misâfirliğe geçtik. Tanıştık, daha bir kaynaştık. Gerek bizim, gerekse hanım tarafımızın onlarla ortak bir sürü tanışlarımız çıktı. Fevziye Teyze olsun, Sıtkı Amca olsun, gerek kendileri, gerekse âileleri olarak her ikisi de asıl-asâlet sâhibi kibar, candan ve nâzik insanlar. Hele Fevziye Teyze zarâfet, samîmiyet ve tevâzu timsâli. Bizi âileden biri gibi benimsediler, artık çocuklarımız sayılırsınız mâhiyetinde davrandılar. Zâten bizimkilerin hepsi de gurbette dediler. Bizi bir nevî bağırlarına bastılar. Burası sizin eviniz, her zaman buyurun dediler. Allâh râzı olsun. Misâfir ağırlama inceliklerine, küçükler dâhil hepimizle ayrı ayrı ilgilenme ve yapmacıktan uzak doğal tavırlarına hayran kaldık doğrusu. Dostluklarıyla heyecan ve sevinç duyduk. Mutlu olduk. Rabbim de onların yüzlerinden, gözlerinden taşan ve her hareketlerine yansıyan mutluluklarını dâim eylesin… 17 Ocak 1994”
İnsanlıkları ve dostluklarıyla mutlu olduğumuz bu insanlarla öğrencilerimizi de tanıştırmayı bir görev bildik. Zâten, üniversiteler başta olmak üzere çeşitli ilk, orta, liselerden gelen öğrenci, öğretmen ve araştırmacılar dâhil, ziyâretçisiz gün geçmiyordu ÇEBİ âilesinin konağında.
“ Zafer-i Millî Mah. Kurtuluş Sk. No:30’daki evlerinde, Ordu İmam-Hatip Lisesi’nden öğrencilerimizle birlikte Sıtkı ÇEBİ’yi ziyâret ettik. Gerçek bir arşiv ve hazîne niteliğindeki kütüphânesini dolaştık. Aralarında Osmanlıca orijinâlleri de bulunan yerel gazeteleri inceledik. Fevziye Teyze’yle birlikte bizi çok iyi ağırladılar. Çok sıcak, ilgili, lütûfkâr ve içten davrandılar. Her zaman buyurun. Sizler bizim evlatlarımızsınız dediler. Öğrencilerimiz de pek alışık olmadıkları bu candan ilgi, ikram ve iltifattan çok memnun kaldılar. 14 Nîsan 1994”
Görüldüğü gibi, daha kendim pek tanıyamadan ilk başlarda Hoca, sonra Ağabey, bâzen Amca diye nitelediğim Sıtkı ÇEBİ vâsıtasıyle, birçok insanla da tanışma imkânını elde etmişiz:
“Ulubey Belediye Başkanı Sn. Seyit TORUN’la Sıtkı ÇEBİ Ağabeylerde karşılaştık ve orada tanıştık. Temmuz’da yapılacak Ulubey ŞEYH ABDULLÂH’ı Anma törenlerini konuşup plânladık. Bu gün, 20 civârında öğrenci de kendilerini ziyâret etmiş. Çok memnun olmuşlar. 28 Nîsan 1994”
“Hava Şehitlerini Anma merâsimlerinde görevliydik. Ayrıca, Gençlik Yürüyüşü’ne refâkât edip FİDANGÖR turu yaptık. Öğleden sonra, Sıtkı ÇEBİ’lerde BTV’nin kendisiyle ilgili Belgesel çekiminde hazır bulunduk. Programı ORSEV yapıyor. 15 Mayıs 1994”
“Fâtih Kardeşimle berâber çarşıdaki işlerimizi hâllettikten sonra Av. Câvit KALPAKLIOĞLU’nun bürosuna uğradık. Sıtkı ÇEBİ ve Muzaffer GÜNAY da ordaydı. Hep birlikte büro sâhibinin mûtadlarından biri olarak üzüm ikrâmını değerlendirdik! Bu arada, TARLADAN SOFRAYA SU DEĞİRMENLERİ belgeselimiz iki gündür OrTV’de gösteriliyor. Yarın ve öbür gün de devam eder sanırım. 15 Temmuz 1994”
“Öğleden sonra Sıtkı Ağabey, Ali DENİZ Hoca, Gökhan ve Muzaffer Beylerle berâber Turnasuyu’na çay içmeye gittik. Ordu’ya dâir, eskilere dâir güzel bir kültür ve yâren sohbeti oldu. Akşam namazını orada edâ ettikten sonra döndük. 28 Ekim 1994,Cumâ”
Son olarak, Ordumuz adına nice bereketli faaliyetlere öncülük eden bu kültür hâlesinden, 5 yıl öncesi Şubatında vefât ederek ayrılan Câvit Ağabey ve 4 yıl öncesi Nîsan’ının son günlerinde ebediyete uğurladığımız SITKI ÇEBİ üstâdın rûhları için el-Fâtiha diyor, ilgilileri vefâya dâvet ediyoruz ves’selâm…
ORDU HAYAT GAZETESİ
19.04.2010