Efendimiz (sav), “Gerçekten, insanları meftûn eden(büyüleyen) sözler bulunduğu gibi, hikmetleri ihtivâ eden şiirler de vardır” buyuruyor. (EbûDâvud,Tac)
Bu gün sizleri iki şiirle yüzyüze getireceğiz. Birisi, İst.YİE’den arkadaşıma âit. Tâa o zamanlar yazdığı ve Yeni Devir Gazetesi Sanat-Edebiyât sayfasından kesip defterime yapıştırdığım, hoşuma giden bir şiir. Şiirin şâiriyle de geçenlerde nice yıllar sonra bir telefon konuşması da yapıp hasret giderdik. Kendisi şu anda Turizm, Seyâhat Acentası sâhibi. Şiir ve Edebiyat çalışmaları devam ediyor. Arapçadan tercüme kitapları da var.
Rabbim hem maddî, hem mânevî, hem de ticârî ve sıhhî anlamda selâmet versin. Defterimde hâlâ duran şiiri işte bu:
BİR SARHOŞLUĞUN GAZELİ
Bir özlem içimde büyür de büyür
Unuttum günlerdir ekmeği suyu
Nerde renk cümbüşü o akşamların
Nereye baksam bir karanlık kuyu
Nedir anılardan bugüne kalan
Değişmez mi yoksa kaderin huyu
Tek suçum kapılmak sarhoşluğuna
Ve sende seyretmem güneşi ayı
Sen bir denizsin ve sevgin bir deniz
Bakarım ufkuna görünmez kıyı
Arasam durmadan ayak izini
Dolaşsam da bir bir sahili koyu
Sende ölmek bile bir mutluluktur
Hele ki yaşamak bir ömür boyu
Hasan Fehmi ULUS
(70’li yılların YeniDevir’inden)
Mâlum, şiire ilgimiz sâdece okuyucu ve dinleyici olarak değil; yazmaya da çalışıyoruz. 70’li yıllardan bu yana biz de âcizâne yazıyoruz, yayınlatıyoruz. Bu gün burada, yayınlanmamış bir şirimize yer vereceğiz.
Sanat güzel şey. En güzel meşgâle. Mesleklerimiz de öyle. Bir şeyi en güzel yapmanın adıdır san’at. İyi sanatkâr olmayana kimse iltifat etmez. İnsanca yaşayabilmek de bir sanattır. Sanatınız çok güzel olup da, bu güzellik insanlığınıza yansımazsa o sanatın size bir katkısı yoktur. Sâdece kendinizi aldatmaktan başka bir şey değildir.
Rabbim güzeldir, güzeli sever. Bize de yakışan odur. Her şeyden önce, güzel olanın peşinde koşmak da güzeldir. Herkes kâbiliyet ve imkânına göre başarılı olur. rabbim bizleri güzel sevdâlara, hayırlı meşgâlelere, haysiyetli mesleklere düşürsün ve haklarını da en güzel şekliyle vermeyi nasîp eylesin. Âmin. İşte, bu da bizim şiir:
HAYÂLDEN ÖTE
Gözlerim her duyguda bir başka hayâl görüyor
Tutmuş ellerimizden yıllar nereye götürüyor?
Her bir hayâle takılır gider gönlüm
Kopmak acı olur sonra gerçeklere
Daha ne kadar izin verir kimbilir
Zaman denen o, sessiz testere?
Git gönül, git; masal dünyâlarının hepsi senin
Akıllar senin, zekâlar senin, imkânlar senin
Ülkeler, kıtalar, mekânlar senin
Fakat, bekâ kârı değil kimsenin
Ne kadar gitsen de döneceksin elbet
Ne çok kanat açıp uçsan
Ne çok kaçıp göçsen
Ne çok havalansan da ineceksin elbet
Neler okunacak o zaman yüzlerinden kim bilir
Hangi duygular taşacak sözlerinden kim bilir
Güvenme hiçbir şeye; hattâ aya, güneşe
Onlar bile bir gün kabuğuna çekilir…
Hayâller çok çok güzel, gerçekler acı
Ne kadar zor olsa da ayak yere değmeli
Ne yapıp ne etmeli; yanlışlıklar bitmeli
“Son pişmanlık fayda etmez!” demiş diyenler
Bir merdiven kurarak hayâlden ötelere
Mevlâ’nın huzûruna ak alınla gitmeli…
(09.11.82)
Şiir önemli. Ancak, hayâtı şiir gibi, yâni şuurlu ve şiârlı yaşayabilmek daha da önemli. Rabbimiz hepimize, her şeyden önce hak ve hakîkât şuuruyla yaşamayı, görev ve sorumluluklarını şiir tadında yerine getirmeyi nasîp eylesin ves’selâm…