Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607905
 Sitede Aktif: 2
 Ip: 172.70.131.211
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Blog

RSS Takip Tavsiye Et İndir (.doc) Okunma: 1428
KURANLA TÂTİL ARASI; GERÇEK BİR GÖNÜL YARASI

BABALAR ve ÇOCUKLAR ŞEHİTLERİN KANINDA GEMİ YÜZDÜRMEK

KUR’AN’LA TÂTİL ARASI;

GERÇEK BİR GÖNÜL YARASI!

Bizler millet olarak hepimiz, komple, Müslüman değil miyiz –elhamdülillâh- sevgili dostlar?

Bir zamanlar %99 denir; en kötümser ihtimâl, %90 olarak telâffuz edilir değil miydi?!

Bu anlamda, yüzde olarak, Müslüman nüfus oranı en yüksek ülkeyiz yanlış hatırlamıyorsam.

Demek ki, beriden öteye, yukardan aşağıya silme müslümanız; adımız belli, yerimiz belli!

Hattâ, bin yıl fiilî bayraktarlığını yapmışız İslâm dâvâsının; hâlâ bu iş, yine bizim uhdemizde!

Uygar denilen ülkeler bir uygarlık tutturmuşlar gidiyorlar; ama nereye, onlar da bilmiyorlar?!

Parıldar gibi gözükenler sâdece teknolojinin yanılsamaları; yalancı ışıklar, geçici yakamozlar!

Parlak ışık oyunlarıyla oyalanıyorlar; Hakkın boyasından habersiz yalanlarla boyalanıyorlar!

Biz ne güzel, ne şanslı milletiz böyle! Rabbimiz bize kendini bildirmiş, hak yolunu göstermiş!

Âlemlere rahmet olarak gönderdiği sevgili elçisiyle tanıştırmış, onun dostlarıyla buluşturmuş.

Milletin-memleketin, dînin-diyânetin, en güzelini, târihin-coğrafyanın en şereflisini lûtfetmiş!

Eğri oturup, doğru konuşalım; şu çevremize bir insaf gözüyle, hakîkât gözlüğüyle bakalım?

Noksan olan ne var? Topraksa, toprak; denizse deniz, havaysa hava, suysa su, yeşilse yeşil!

Ne ekiyoruz da bitmiyor? Arabalar hangi tarafa gitmiyor? Nelerimiz nelerimize yetmiyor?

Hemen mızmızlanmayalım lütfen! Bir noksanlık varsa, bunlar tamâmen bizim hatâmız!

Şu toprak bizi beslemez mi, şu iklim, şu yayla, şu imkânlar, şu bereket hepimize yetmez mi?

Biz çalışmıyorsak, birbirimize hak tanımıyorsak, bencilsek, zâlimsek kabahat kimde?

Bir de doyumsuzsak, kimseye hak tanımadan; bütün dünyâ bizim olsun demeye getiriyorsak!

Çevremiz de hakkına aslâ râzı olmayan, hırslı, hoyrat, tecâvüzkâr insanlardan oluşuyorsa!

Ve, birbirimizi üzmek, ağzının tadını bozmak için elimizden geleni ardımıza koymuyorsak!

Kısaca, madden geçinemiyorsak ve de birbirlerimizle de bir türlü geçinemiyorsak, suç kimde?

Hâlbuki, Allâh’ın dînine uysak, bencilliklerden arınsak, haklarımıza râzı olsak, bunlar olmaz!

Çok kazanan yine olur ama, fakiri gözetir. Zekâtını, öşürünü verir, ilgilenir; dengeler kurulur.

Her kes işinde-gücünde, birbirine ve haklarına saygılı bir şekilde, kardeşâne yaşar gider.

Etraf, dünyâyı birbirine zindan etmek isteyen insanlardan oluşuyorsa, hiç şansınız yoktur.

Dünyânın neresinde olursanız olunuz; mutluluğu yakalama imkânınız kalmamıştır.

Evet, söz nereye gelecekti; çocuklarımıza elbetteki, biricik servetlerimize, göz nurlarımıza!

Vilâyet çapında, 150 bine yakın çocuğumuz karne aldı, yapılan açıklamalara göre.

Yavrularımızın tâtilleri hayırlı olsun. Onların güzelliklerine güzellik katsın inşâllâh!

Çok çeşitli okullarda belki 50’nin üzerinde ders çeşidi var çocuklarımıza öğretilen.

Fakat görülen ders listelerinde Kur’ân-ı Kerîm yazan kaç karne var bunların içerisinde?

İmam-Hatip Liseliler hâriç -ki onlar da devede kulak denilecek 2-3 bin kadar- hiç ve aslâ yok!

Kur’an ne; Allâh’ın kitabı?! Kime gönderilmiş; bize? Niçin, bizim mutluluğumuz için?

Peki, biz bunu çocuklarımıza öğretiyor muyuz? Eh, işte, bir şeyler yapmaya çalışıyoruz!

Peki, niye gevşek tutuyoruz bu işi? Biz Allâh’a, O’nun kitabına güvenmiyor muyuz?

Niye onu okullarımızda öğretmiyoruz? Hattâ, derslerin en başına koymuyoruz?

Allâh’ın kitabı buna lâyık değil mi? –Hâşâ!- Yoksa, belki de biz buna lâyık değiliz değil mi?

Evet sevgili dostlar; biz ve çocuklarımız henüz bu bahtiyârlık noktasına gelebilmiş değiliz!

Ne güzel, yıl boyu, diğer dersler gibi, mukaddes kitabımızı okuyup öğrenmek varken; şimdi,

Onu tâtille sâhil arasında çözmeye çalışacağız. İki arada bir deredeyiz! Sâhi, biz neredeyiz?

Sıcakta ders olmaz diye, hasat mevsimi diye, gezmeye-tozmaya müsâit diye yaz aylarını,

ne yapmışız, tâtil yapmışız?! Hadi gel de Kur’an öğret bakalım, ne kadar öğreteceksin?

Bu kadarına da şükür diyeceğiz ama, neden? Neden, benim biricik mutluluk sebebim,

Güzel Rabbimizin,  en güzel kıvam ve şekilde yarattığı biz Âdemoğulları için gönderdiği, kitapların, gerçeklerin, yolların en güzeli olan kitabımızı, biricik hakîkât güneşimizi,

niçin kaçak-göçek, kıyıda-köşede, molada tâtilde öğrenmek durumunda kalıyoruz?

Bu okullar gâvur parasıyla mı yapıldı? “Sen ne diyorsun beyefendi?” dediğini duyar gibiyim!

Evet, diyorum ki, bu çok gülünç; millete ve onun çocuklarına zulümden başka bir şey değil.

“Eski köye yeni âdet mi getirmek istiyorsun, derdin ne?” diye bir soru gelebilir aklına.

Ama, adet yanlışsa, eski, yeni fark etmez. Fikrimi söylüyorum sana. Bir vebâli hatırlatıyorum.

“Takdir senin!” diyorum ama, gerçekten senin mi, onu da tam olarak bilmiyorum doğrusu! Çünkü , takdir gerçekten senin olsaydı, sen bu işi böyle yapmazdın diye düşünüyorum.

Bize, bu koskoca, asıllı, asâletli millete, ne akıl almaz şeyler yutturulmuş diye düşünüyorum!

Yanlış mı düşünüyorum? Doğru mu düşünüyorum? Düşünüyorum ya; burası önemli!

Ne demiş filozof: DÜŞÜNÜYORUM; ÖYLEYSE VARIM!

En iyisi biz de var olalım efendim, ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

20.06.2010

  # Yorum Yaz #

İsim :

Yorum :
(Max. 400 Karakter)

 
» Benzer 5 Konu
 Konu Başlığı Tarih Okunma
  - İŞTE SANA CENNETİN ANAHTARI 3/25/2012 2370
  ..GİDİYOR HÂTIRALAR... 3/26/2012 1685
  10 OCAKtan 12 EYLÜLe YÜRÜYENLER... 3/26/2012 1801
  17 YIL ÖNCE BU GÜN 3/26/2012 1899
  28İNDEN 22SİNE ŞUBAT DEFTERİ 3/25/2012 1878

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...