Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607496
 Sitede Aktif: 4
 Ip: 172.69.17.203
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Blog

RSS Takip Tavsiye Et İndir (.doc) Okunma: 1432
ELİFİN UĞRU NAKIŞLI

İLK DERS NASREDDİN HOCADAN.. SERVİSLERİ NEREYE BAĞLAYALIM?

ELİF’İN UĞRU NAKIŞLI

İlk ve orta öğretimin başlaması münâsebetiyle yazdığımız dünkü yazıda, bir işe başlamanın öneminden bahisle, Osmanlı döneminde ilk mektebe başlangıçda yapılan merâsimlerin farklılığına atıfta bulunmuş, çağına göre güzel bir örnek niteliği taşıyan bu konuyu detaylandıracağımızı belirtmiştik. İşte bu gün bu konuyu paylaşacağız sizlerle. İnşâllâh, özellikle çevresel şartlar dolayısıyla oldukça önem kazanan eğitim sistemimiz konusunda fazla ya da noksanlarımızı tesbitte bize yardımcı olur, daha iyiye gitme noktasında ipuçları verir.

Osmanlı’nın Tanzimat öncesi döneminde, ilköğretim veren okullara ‘sıbyan mektebi’, ‘mahalle mektebi’ veya ‘taşmektep’ denirdi. Bu okulların çoğu, taştan yapılmış olup camilere bitişik inşa edilirdi ve büyük bir odadan ibâret olurlardı. Talebeleri okula ve okumaya motive etmek ve onları daha başta hayırla yoğurmak adına ilk mektebe gidişlerde yapılan merasimlere kısaca ‘Âmin Alayı’ veya ‘Bed-i Besmele’ denirdi.

Bu merasimin bir kandil günü olmasına bilhassa dikkat edilirdi. Bu mümkün olmazsa, pazartesi veya perşembe günleri yapılırdı. Merasime bir gün önceden evin temizliğiyle başlanırdı. Bundan başka aile yâdigârı rahle de cilâya verilirdi. Ayrıca ailenin mensupları Kapalıçarşı’ya giderek, okula başlayacak çocuğa ve mahalledeki fakirlerin çocuklarına gerekli eşyaları alırlardı.

Âmin alayı yapılacağı gün, sabah namazından sonra çocuğa yeni elbiseleri giydirilir, hazırlıklar tamamlanınca âilece Eyüb Sultan’a ve Fâtih Türbesi’ne gidilir ve buralarda dualar edilirdi.

Semtte, amin alayı bir seyir vesilesiydi. O gün sokaklarda bir bayram havası ve görülmedik bir kalabalık olurdu.

Âmin alayı belirli teşrifat kaidelerine bağlıydı. En önde giden, atlas yastık üzerindeki sırmalı kesesiyle elif-bayı taşırdı. Onun arkasından, başının üzerinde rahle ve çocuğun okulda oturacağı minderi götüren uzun boylu birisi giderdi. Bunu okula gidecek çocuk tâkip ederdi. Çocuğun arkasında okulun hocasıyla ilahiciler, aminciler bulunurdu. Amincilerin arkasında da ikişer ikişer el ele tutuşan mekteb talebeleri gelirdi. Alayı çocuğun babası, dâvetliler, akrabalar ve yakın dostlar tamamlardı. Yolda ilahiciler okumaya devam eder, hep bir ağızdan,

“Tövbe edelim zenbimize / Tövbe ilâllâh, yâ Allâh /

Lütfûnla bize merhamet eyle / Aman Allâh, yâ Allâh”

ve benzeri ilâhiler söyledikten sonra aminciler de münasip yerlerde “âmin, âmin” derlerdi.

İLK DERS; ELİF…

Bu topluluk sonunda okul kapısına varır; çocuk hemen içeri girmez burada zamanın padişahına dua edilir ve GÜLBANK okunurdu. Gülbank’ı müteakip hoca tekrar dua eder, nihayet çocuğun bir elinden okul kalfası, diğer elinden de kapıcı tutar ve doğruca hocanın yanına çıkarlardı. Çocuk hocanın önüne geldiğinde elini öper, karşısında diz çökerdi. Bu arada, kalfa da elif-bâ cüzünü rahleye açardı. Daha sonra hoca Besmele-i şerif’i takiben Elif harfini gösterir ve ilk dersini verirdi.

Mâlum, Elif harfinin islâm kültüründe ayrı yeri vardı. Allâh’ın ve İslâm milletinin birliğini temsil ediyordu. İnsanı anlamlandıran bilgi ve idrâkin  anahtarı olan ‘elifba’nın ilk harfiydi. Alfabe bazen tekerlemelerle öğretilirdi. Mahalle mekteplerinde Kuran’ın kısa sureleri, namaz sureleri ve kimi dini bilgiler öğrencilere aktarılır; ayrıca, dört işlem seviyesinde de olsa, matematik öğretilirdi. Elif-bâ ve Ahlâk bilgilerinin öğretildiği bu okullar daha çok terbiyevî nitelikte idi. 

Osmanlı Devleti, sonuçta bir hilâfet devletiydi. Bu, İslâm Dünyâsının önderliği anlamına geliyordu. Dolayısıyle, dînin ilk emrinin OKU olması çerçevesinde, insan için en önemli bir safha olan okul dönemine başlangıcı dînî, kültürel ve de toplumsal bir coşku hüviyetine dönüştürmüştü.

Bu gün de, çağın gereklerine göre, okumanın önemi ve okumuş insanın farkı noktasında vurgulamalar yapılarak anlamlı başlangıç törenleri yapılabilir. Bugün okumak deyince yalnızca diploma, maaş, rütbe ve makam anlaşılıyor. İnsanlık, kültür, ahlâk gibi kavramlar bu sistemde bir değer ifâde etmiyor. Bu noktada, Yûnus Emre’ye kulak vermek gerekiyor:

İlim, ilim; bilmektir

İlim; kendin bilmektir!

Sen kendini bilmezsin,

Ya, nice okumaktır!?

            İşte ecdâdımız, her şeyi bilmekten önce, kendini bilmeyi öncelemiş, bunun için de herkesi ELİF şuuru temelinde eğitme gâyesi gütmüş ki, tüm coğrafyaya ELİF’İN UĞRU nakış versin. Karacaoğan ne diyordu:

Elif’in uğru nakışlı

Yavru balaban bakışlı

Yayla çiçeği kokuşlu

Kokar Elif Elif diye!

            Anlaşılan, bir zamanlar her şey Elif’le başlıyor ve Elif’le devam ediyordu.

            Yârlar, yaylalar, çiçekler, narlar hep elifti, besmeleydi; histi, fikirdi, şükürdü…

            Şimdi ise, hiç olmazsa  o günlerin hatırlanması dileğiyle diyoruz ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

20.09.2010

  # Yorum Yaz #

İsim :

Yorum :
(Max. 400 Karakter)

 
» Benzer 5 Konu
 Konu Başlığı Tarih Okunma
  - İŞTE SANA CENNETİN ANAHTARI 3/25/2012 2370
  ..GİDİYOR HÂTIRALAR... 3/26/2012 1685
  10 OCAKtan 12 EYLÜLe YÜRÜYENLER... 3/26/2012 1801
  17 YIL ÖNCE BU GÜN 3/26/2012 1899
  28İNDEN 22SİNE ŞUBAT DEFTERİ 3/25/2012 1878

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...