Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607425
 Sitede Aktif: 1
 Ip: 172.70.131.211
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Blog

RSS Takip Tavsiye Et İndir (.doc) Okunma: 1380
BU FOTOĞRAF, O GÜNLERDE YAYINLANMALI MIYDI?

ORDU KÜLTÜR AKIŞINA BİR GENEL BAKIŞ CUMHÛRİYET, FAZÎLET ve CHP AHLÂKI

BU FOTOĞRAF, O GÜNLERDE YAYINLANMALI MIYDI?

Bu fotoğrafın arkasında yazan târih 28 Ekim 1995. Bundan tam 15 yıl öncesi yâni. Bize gelişi, mektubun yayınlanışı derken bir yıldan fazla zaman geçiyor. Mektubu, yer yer sansürleyerek de olsa yayınlayabiliyoruz. Ama, diğer fotoğraflarda tereddüt etmezken, bir fotoğraf var ki, onu dergiye koymamanın daha doğru olacağı kanaatine varıyoruz.

Neden derseniz, maalesef çok unutkan milletiz. Azıcık bir araştırma yaptığımızda karşımıza çıkan tablo bize çok açık bir fikir verebiliyor. Fotoğrafın gelişinden mektubun yayınlanışına kadar geçen 2 yıldan az süre içerisinde ülkede tam 5 hükümetin değiştiğini görüyoruz. Öylesine bir istikrarsızlık, her anlamda sürtüşme ve kaos yılları. Büyük olaylar, ya da depremler öncesi öncü sarsıntılar, ağır sancılar. Neler getireceği, neler ve nerelere götüreceği meçhûl!

O günleri biraz hatırlamak, bugünleri de daha iyi anlamak adına, kısa bir gezinti yapalım isterseniz. Fotoğraf çekildiği târihte 51. hükümet iktidarda. (05.10.1995 - 30.10.1995) tarihleri arasında 25 gün idârede kalan hükümette başbakan Tansu Çiller. Kurulan azınlık hükümeti güvenoyu alamayınca düşüyor.

52. Hükümet, yine Çiller Hükümeti oldu. Deniz Baykal da Başbakan Yardımcısı. O da uzun ömürlü olamadı. (30 Ekim 1995- 6 Mart 1996)

Derken 53. Hükümet kuruldu. Bu da Mesut Yılmaz başkanlığında 2. Hükümetti. Onun da ömrü ancak  3-3,5 ay kadar olabildi. (6 Mart 1996-28 Hazîran 1996)

54. Hükümetin bir mecbûriyet hükümeti olduğu âşikârdı. Başka alternâtif kalmamıştı. 1. Erbakan Hükümeti REFAHYOL adıyla şöhret buldu. Ekonomik toparlanma noktasında, havuz sistemiyle hâfızalarda iz bırakan bu hükümeti götüren de (28 Hazîran 1996-30 Hazîran 1997) o hep demoklesin kılıcı gibi ülkenin tepesinde sallandırıla gelen irticâ söylemleri oldu.  28 Şubat Süreci aynı zamanda bu hükümetin sonu olmuştur.

Söz konusu fotoğrafın yayınlanması düşünülen dergi 1997 yılına âit. İktidarda, 55.TC yaygın adıyla Anasol-D Hükümeti olarak bilinen 3. Yılmaz Hükümeti var. Kuruluş târihi 30 Haziran 1997.

ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a, DSP ve Demokrat Türkiye Partisi’nin katılımıyla bir zoraki azınlık koalisyonu kurdurulmuştu. CHP de hükümeti dışardan destekliyordu. Türkbank ihalesindeki yolsuzluk iddiaları üzerine CHP hükümete desteğini geri çekince ANASOL-D hükümeti düştü.

            Her neyse, sözün özü, o günler her anlamda fırtınalı günlerdi. Ekonomi deyince tepeden tırnağa hortumlama, vatan-millet-din-diyânet deyince irticâ akla geliyordu. Fişlemeler, horlamalar, harlamalar-gürlemeler gırlaydı. Ülkeyi içten ve dıştan kumpasa almak isteyen güç odaklarıyla, özünde ve misyonunda direnen halk arasındaki derin sürtüşme kuklalar üzerinden yürütülüyor, ancak arada olan her şeyden önce mâsum ve mazlumlara oluyordu. Memleketin her anlamda tadı-tuzu kaçmış, milletin geleceği, her şeyi, açıktan açığa tehdit altındaydı. Neler yapıldığı bu gün çok şükür, bizim anlatmamıza çok ta gerek olmayan açıklıkta ortaya döküldü. Rabbimize sonsuz şükürler olsun.

            Evet, bu mektubu, o zamanlar başkanı bulunduğumuz vakfın yayın organı Ordu Ensar’ın 4. sayısında yayınladık. Seçtiğimiz birkaç paragraf ve fotoğrafları da. Ama, bu fotoğrafa gelince kendimizle bayağı mücâdele ettik. Kendi adımıza değil de, fotoğraftakiler adına. Onlara bir zarar ve sıkıntı vermekten çekindik. Çünkü, fotoğraftaki manzara, o zamanki muktedirlerin formatındaki gençlik profiline uymuyordu.

Bırak içkiyi, masa bile yok. Yere oturmuşsunuz. Bizim Ayten Öztürk’ün resmettiği cinsten, mütevâzı, ama püfür püfür, hâlis-muhlis bir Anadolu bereket sofrası. Hem de İngiltere gibi bir yerde. Türkün çağdaş imajını da sarsıyorsunuz. Kabahat, sizi oraya kabul eden İngiltere’de başta zâten. Üstelik, hepinizin yüzünden mâneviyât akıyor. Bir de, birden fazlasınız; hem de çok çok fazla. Aman aman, bir de kitaplar yok mu? Tam örgütsünüz! Allâh korusun, gerçi silah falan yok ortada ama, biryerlere saklamışsınızdır; koskoca memleketi baştan sona ezer geçer, irticâyı hortlatırsınız. Cumhûriyeti kollamak adına bir an önce târümâr edilmelisiniz!

Belki yeniler bunu bir abartı olarak kâbul edebilir. Lâkin, 3 kişi bir araya gelmekten korkulan günler üzerinden daha 10 sene bile geçmiş değil. İnanmayanlar, en yakın câmi müdâvimlerinden bilgi alabilirler.

Fotoğraftakilerden sâdece kardeşimi tanıyorum! Diğerleri kimdir, nerededir; hiç bilmem. Belki onlar da o günlerden sonra böyle bir araya gelebilmiş değillerdir. Hepsinin yüzünden nûr akıyor. Onlar birer ışık süvârisi. İnanıyorum ki, yüzleri gibi nûrlu ve temiz işler peşinde koştular. Kendileri, âileleri, ülkeleri adına güzel işlere imza attılar; atıyorlar. Ne mutlu onlara!

Nitekim, mektuptan bir-kaç paragraf seçmiştim. Söz çok uzadığı için sâdece, söylemek istediğimiz şeyle ilgili son bölümle yetineceğim. Kardeşim Fâtih’in mektubunun son bölümü şöyle:

“..Tabiî, buradaki hayat standardı ve fiyatları Türkiye’ye kıyaslandığında oldukça farklı. Buraya göre ucuz ama… Bu rakamlar arkamıza bakarsak çok büyük; geleceğimize ve hedeflerimize bakarsak çok önemsiz kalıyor. Aslında, ileriye yönelik ümit ve hedeflerimiz açısından, yâni, geleceğin büyük Türkiye’si ve onun örnekliğinde gerçekleşeceğine inandığımız barış ve rahmet medeniyeti açısından ne böyle rakamlar, ne de Türkiye’deki grupların, siyâsîlerin polemikleri, bana takılınmaması lâzım gelen şeylermiş gibi geliyor.

Hepinize selâm ve sevgiler.

Mektup, asker mektubunu geçmeden bitireyim. Hoşçakalın…”

Bugünlere baktığımızda, duâya dönüşen o temennîlerin rahmet medeniyetinin tekrar dönüşüne kapı araladığını, rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Hamdü senâlar olsun; çok şükür…

Evet, soruyorum size: “Bu fotoğraf o günlerde aynen böyle yayınlanmalı mıydı?”

Yoksa, şimdi yayınlanmış olması mı güzel? Merak ediyorum doğrusu ves’selâm...

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

 27.10.2010

  # Yorum Yaz #

İsim :

Yorum :
(Max. 400 Karakter)

 
» Benzer 5 Konu
 Konu Başlığı Tarih Okunma
  - İŞTE SANA CENNETİN ANAHTARI 3/25/2012 2370
  ..GİDİYOR HÂTIRALAR... 3/26/2012 1685
  10 OCAKtan 12 EYLÜLe YÜRÜYENLER... 3/26/2012 1801
  17 YIL ÖNCE BU GÜN 3/26/2012 1899
  28İNDEN 22SİNE ŞUBAT DEFTERİ 3/25/2012 1878

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...