“YAŞAMAK GÜZEL ŞEY DOĞRUSU”
Bu bayram ve yaşadığımız güzellikler vesîlesiyle bir
defâ daha gördük ve de duyumsadık ki, yaşamak güzel şey.
Bizim ülkemizde, bölgemizde ve yöremizde, ve de bizim
insanlarımızla olunca daha da güzel. Bayramlar da, bize
bunu duyurmaya çalışıyor zâten. Heyecan ve estetiğini
kaybederek tekdüzeleşen hayâtımıza bir tâzelik ve
canlılık getiriyor bayramlar. Bizi belki aynı atmosfer
içerisinde, lâkin bambaşka âlemlere götürüyor, apayrı
iklimler yaşatıyor aynı zamanda! Öyle değil mi?
İşte, idrâk ettiğimiz şu son bayrama bakınız.
Havalar da, yazdan kalma günler türündendi. Hem, sıcağı
da alınmış zamanlardı. Terleme, bunalma da yok. Gez
gezebildiğin, yürü yürüyebildiğin kadar. Ayın başından
beri ısrarla sürdürdü elverişliliğini havalar. Güzel bir
bayram yaşattı. İnsanlar bayramlarını doya doya yaptılar.
Yeni giysi ve papuçlarının tadına vardılar. Ziyâretlerin,
gezilerin; her şeyin.
Bayramın son günü cumâya tevâfuk etti. O da bayram
içerisinde bir bayramdı. Bayram dolayısıyla uzaklardan
gelenlerin tekrardan buluşması, görüşmesi, sohbetleşmesi
oldu bu bayram. Bu akışı fırsat bilerek, bayram ve
ertesini sünnet, nişan ve düğün gibi merâsimlerle
nakışlandıran âilelerimiz de vardı.
Mutluluklara mutluluklar kattılar. Sanki,
bayramlarımız bitmesin; Kurban, Cumâ derken, Cumartesi,
Pazar da devam etsin, hayat boyu, hattâ sonsuza kadar
ulaşsın der gibiydiler. Yüce Mevlâ, bu ve benzeri
vesîlelerle dâvet edip, insanları bir araya getirerek
buluşturan kardeşlerimize, gönüllerinin murâdını
hayırlısıyla versin inşâllâh.
Rabbimiz bayramları ikram ediyor. Sevinçleri,
coşkuları, mutlulukları. Bayram yapacak rûhu, lütufları
fark edecek iz’ânı, her türlü maddî imkânları, doyumsuz
manzaralı mekânları, dostluğu, arkadaşlığı, sevgiyi,
saygıyı, vefâyı ikrâm ediyor. Duygu veriyor, düşünce
veriyor, yaprak veriyor, toprak veriyor, yerde, gökte
sayısız nîmetler ihsan ediyor. Nîmetleriyle bayram
ediyoruz. Uçsuz-bucaksız dünyâ, üstüne üstlük bir de,
sınırsız mâl-i hülyâ.
İnsanın gördüğü rüyâların, kurduğu hayâllerin
haddi-hudûdu yok. Git gidebildiğin, dal dalabildiğin
kadar. Hepsi senin için, her şey senin hizmetinde ve de
paşa gönlünün emrine âmâde… Çünkü, akıl sâdece sende.
Ve işte bundan dolayı, yeryüzünün hâlifesisin. Onu
güzelleştirmek te, çirkinleştirmek te senin irâdenle
ilintili. Yaşamak güzel şey doğrusu. Ve, hayâtı
güzelleştirmek te senin elinde ve de sorumluluğunda.
Şâirin dediği gibi yâni:
YAŞAMAK GÜZEL ŞEY
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.
Melih Cevdet ANDAY
Evet, yaşamak, bayram, seyran; her şey güzel doğrusu da, bu vesîlelerle yaptığımız ziyâretlerde de gördük ki, her şey bundan ibâret değil. Bayramın coşkusunu yaşayamayan insanlar da var. Çünkü, hayât varsa ölüm de var, sevinç varsa keder de var. Dolayısıyla her şey bizim için.
Burada İmâm-ı Gazâlî Hazretlerinin bir sözü bize doğrudan ışık tutuyor:
“Düşün ki, ömrün bitmiş; fakat sen yalvarmış-yakarmışsın, sana bir gün daha verilmiş… İşte şimdi sen öyle bir günde bulunuyorsun. Öyle bir günde ne yapacaksan, her gün aynı gayretle o işe sarıl; öyle çalış, öyle ibâdet et, öyle yaşa!”
Uzun bir tâtilin sonunda, her anlamda dinlenmiş ve tâzelenmiş olarak kaldığımız yerden bismillâh deyip tekrar başlıyoruz. Bayramdan aldığımız pozitif enerji ve coşkuyu tüm hayatımıza yansıtabilirsek, her türlü hayâtımız güzelleşecektir. Bayramdan aldığımız tadı sürdürmek, sevdiklerimiz ve bütün hayâtımızla birlikte sonsuza taşımak adına buna ihtiyâcımız var. Eğer buraya gelebilmiş, bunu görebilmişsek bayram gâyesine ulaşmıştır. Aksi takdirde, yapılan sıradan bir tâtilden öteye geçemeyecektir.
Kendimiz için, çevremiz için, beldemiz ve ülkemiz, hattâ insanlık için yapacağımız çok şeyler var. Ne kadar gayretimiz olursa, sonuçta o kadar bayramımız olur. Mutluluklar, paylaşılan insan sayısıyla orantılıdır.
Hadi o zaman, insanımız-hayvanımız, canımız-cânânımız, eşimiz-dostumuz,
ilimiz-yöremiz ve de örfümüz-töremiz için, Allâh aşkına bir şeyler yapmaya…
Bu duygu ve düşüncelerle, “YAŞAMAK GÜZEL ŞEY” diyoruz; ves’selâm…