Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607609
 Sitede Aktif: 1
 Ip: 172.70.131.211
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Blog

RSS Takip Tavsiye Et İndir (.doc) Okunma: 1114
UĞURCAN ATAOĞLU’NUN “DEDEM” KİTABI

ÇALILAR DUMAN DUMAN CADDE-NÂME

UĞURCAN ATAOĞLU’NUN “DEDEM” KİTABI

 

                   Kitabevinde, kitaplara bakmak için üst kata çıkarken merdivenlerin sağ omuz hizâsına, kimsenin görmeden geçemeyeceği özel bir yere yerleştirilmiş DEDEM MEHMET RIFAT isimli kitap. Siyâh-beyaz kapağı görünce ister-istemez dikkât kesildim. Biyografi ve hâtırât kitapları öteden beri hep ilgimi çeker. Hele bir de fotoğraflar varsa, en azından karıştırmadan geçemem. Ancak bu defâ emsâllerine göre pahalı da olsa almak mecbûriyetinde hissettim kendimi. Çünkü kitap Uğurcan ATAOĞLU imzasını taşıyordu. Daha doğrusu “hemşeri” bir kitaptı. Tanımadığım, çok merak ettiğim geçmişzaman hemşerilerimden, bizden önce bu toprakların nöbetini tutan insanların toplumsal atmosferinden, yaşanan iklîmlerden, yaylalardan, dağlardan, göllerden, çiçeklerden, güllerden, değişim ve dönüşümlerden, mektep hayâtından, sosyâl yapıdan, konuşulan kelimelerden, şiirden, san’attan, edebiyâttan, teneffüs edilen havalardan esintiler barındıran bir kitaptı. Yerel târihiyle ilgili pek az kaynağın bulunduğu yöremiz için önemli bir yayındı bu. Kaldı ki, kitap içi ve dışıyla, tüm çizgi ve tonlarıyla 80-100 yıl öncesinin fotoğraflarını yansıtıyordu. Erbâbı için bulunamayacak materyâldi. Yayın olarak da, neredeyse tıpkıbasım denilebilecek orijinalite ve kalitedeydi. Teknik tasarım da mükemmel. Geriye bir solukta okumak kalıyordu.

                   Bir solukta değil ama, koşuşturmalar arasında fırsat bulduğum demleri değerlendirerek üç gün içerisinde okudum. Ön kapakta Mehmet Rıfat’ın fotoğrafı var. Kendisi çalışma masasında oturuyor. Elinde resim malzemeleri var. Karşısında kendini çizdiği portre. Portre kendisi arasında  sol tarafta bir ayna var. Aynadan yüzü yansıyor. Kendi fotoğrafı arkadan, sağ omuz tarafından çekilmiş. Kendi portresini rötüşlerken çekilmiş bu fotoğraf onun ressam ve san’atkâr yanını da vurgulayan güzel bir kompozisyon olmuş. Arka kapakta ise şu tanıtıcı ifâdeler yer alıyor:

                   “ Bu kitabın içinde 1885-1937 yılları arasında Ordu’da yaşamış olan Mehmet Rıfat ATAOĞLU’nun hayâtı, hayâtından fotoğraflar, yazdığı şiirler ve yaptığı resimler var. Kitabın içindeki CD’de ise bir NEFES var. Dedem Mehmet Rıfat’ın sözlerini Erkan OĞUR besteleyip seslendirdi.”

                   Kitabın en başına Mevlânâ’nın bir sözünü koymuş yazar. Daha sonra ÖnSöz’e,  “En değerli mîras, NEFES” diyerek başlamış ve vurgu yaptığı NİYET kavramının organizasyon gücüyle NEFES etmiş okuyuculara. Dedesiyle arasında kan bağından öte gen ve duygu bağına da atıfta bulunan yazar, “Karakterim, becerilerim,gözlerim ona benzemiş. Duygusal yoğunluğumun da dedemle aynı yaşlarda yükseldiğini kitap için düşünürken ve çalışırken fark ettim. Kendi izlerimin geçmişini ve geleceğini buldum. Bu kitapta dedem bir nefes verdi, ben bir nefes aldım.” diyerek noktalıyor ÖnSöz’ü.

                   Buradan öğrendiğimize göre Mehmet Rıfat Taşbaşı Mahallesi’nde doğmuştur. Babası AbdiBaba oğullarından Ataoğlu Ali Efendi’dir. Rüştiyeyi bitirdikten sonra hayâta atılmış ve kendi kendisini yetiştirmiştir. Şiir,Resim, müzik, fotoğraf dallarında çalışmaları vardır. O devrin ünlü eğitimcilerinden Sıtkı CAN onun Hüsnühat sanatının 4-5 yazı türünde zamânının ünlüleriyle yarışacak çapta Hattat olduğunu, Tezhip ve Kakmacılık san’atında da usta denilecek çapta bulunduğunu ifâde ediyor. “ O, birçok ünlülerle yarışacak çapta bir hattattı. Eski yazının rik’a, sülüs, dîvânî… bölümlerinde hayranlığımızı çekecek kadar üstattı. Bazı evlerimizin odalarını süsleyen levhaları onun tılsımlı elinin birer şâhididir. Bu alanda sivrilenler arasında ismi geçmiyorsa buna muhit ve tevazuu engel olmuştur.”

                   Yazarın annesinin hayâl-meyâl hâtırladığı kadarıyla Mehmet Rıfat Ramazanda mahalleliye evinde namaz kıldıran birisi. Yazın yaylada evinde şiir günleri de yapıyor. Annesinin ifâdesine göre o programlarda Nâzım Hikmet’ten şiirler de okunuyor. Bir de sık sık ziyâret ettiği Sivaslı yaşlı bir derviş kendisine, o zamanlar değeri çok olan kırmızı bir halı verdiği gibi, aynı zamanda el de vermiş. “Âilenin büyük büyük dedeleri eskiden evde beyazlar giyinip dönerlermiş.” Kitabın ilk şiirinin Tevhid ve Tehlil olması ve muhtevâsı, aynı zamanda kitabın ilerleyen sayfalarında yer alan diğer bâzı şiirler de kendisinin tasavvufla iç içe olduğunu gösteriyor.

                   Anlaşıldığı kadarıyla Mehmet Rıfat o zamanların çeşitli san’at, kültür renklerini şahsında kaynaştırmış mâhir bir muallim. Hem edebiyât, hem tarîkât, hem san’at; hepsi bir arada. Sıtkı CAN’ın sözünü ettiği levhalardan birkaçı bugün duruyor olsaydı bu söylediklerimiz karşımızda somut olarak yer alıyor olacaktı.

                   Kitapla ilgili söylenebilecek çok şey var. Edebiyâtçılar elbette değerlendireceklerdir. Târihçiler, sosyalbilimciler; daha niceleri. Yorumlayacaklar, çıkarımlar yapacaklardır. Uğurcan ATAOĞLU iyi bir iş yapmıştır. Örnek bir iş yapmıştır. Soyuna ve hemşerilerine karşı bir borcu ödemiştir. Tebrik ediyorum. Böyle birkaç kişi daha kendi çevreleriyle alâkalı birkaç kitap daha ortaya koysa hepimiz için ne kadar sevindirici olur değil mi? Darısı hepimizin başına ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

22.01.2008

  # Yorum Yaz #

İsim :

Yorum :
(Max. 400 Karakter)

 

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...