AYDIN-NÂME
Şu, mâlum kör aydıncıklar
Dîne çatmadan duramaz!
Bin iftirâya, bin daha
Aslâ katmadan duramaz!
“Orta Çağ” der, irticâ der
Turizme et ilticâ der
Sakın karışma hocâ der
Caka satmadan duramaz!
Adı Ahmet, Mehmet, Ali
Dikkâtli ol ey ahâlî
Sensin onun tek hayâli
Dinsiz etmeden duramaz!
İster ki, sen açılasın
Şarap olup içilesin
Dökülesin, saçılasın
Nâra itmeden duramaz!
Sen sanırsın, dosttur bize
Zîrâ, gülmekte hep yüze
Gerçek dosttan îkâz size;
İslâm bitmeden duramaz!
Adı basın, masın; neyse
Zoru dindir, nasıl şeyse
Destek verme sen öyleyse
Seni yutmadan duramaz!
Karga gibi oyar gözü
Beslendikçe artar sözü
Bozmak ister sağlam özü
Şerri tutmadan duramaz!
Bunlar bizim içimizde
Şuur var mı; kaçımızda?
Tarağı var saçımızda
Bir el atmadan duramaz!
Bizde böyle gayretler yok
Gâvurluğa hayretler yok
Öz hayâta hasretler yok
Gâfil, yatmadan duramaz!
Gayrı, uyan gel gafletten
Kavrulsun bağrın hasreten
Selâm var sana Cennet’ten
Mü’min gitmeden duramaz!
Memlekete n’oldu böyle?
Fuhuş, zinâ yoktu öyle!
Var mı başka îzâh, söyle?
Ateş, tütmeden duramaz!
Bizde varken şuursuzluk
Artacaktır huzursuzluk
Sürerse bu uğursuzluk
Baykuş ötmeden duramaz!
Nûrânî söyler çocukça
Lâfları açar, buldukça
Bir millet “sürü” oldukça
Gelen, gütmeden duramaz!