Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607490
 Sitede Aktif: 1
 Ip: 172.69.17.202
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Blog

RSS Takip Tavsiye Et İndir (.doc) Okunma: 977
YİNE BİR 31 MART GÜNÜ

DÎNİN DİREĞİ ŞEHRİN YÜREĞİ BEŞ KAT; BEŞ VAKİT

YİNE BİR 31 MART GÜNÜ

                   31 Mart, târihimiz açısından neredeyse bir “marka!” Kronolojimizin satır başlarından biri. Bize hiç yabancı değil. Bir yerlerden aklımızda kalmış. 31 Mart deyince ilk akla gelen, mâhiyeti tartışmalı, sonuçları çok büyük olan ve etkileri sonsuza kadar tartışılacak gibi görülen meşhûr 31 Mart Olayı’dır. Araştırmaya değer ilginç bir konudur. Ansiklopedilerde kısaca, II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'da yönetime karşı girişilen büyük bir ayaklanma olarak niteleniyor.  Mîlâdî olarak 14 Nisan 1909 tarihinde vukû bulduğu hâlde, Rûmî takvimle 31 Mart 1325'te meydana geldiği için bu adla şöhret bulmuştur.                               

                   Bu günkü konumuz elbette bu değil. 31 Mart diye yazdığınızda İnternet’te karşınıza yüzlerce site çıkıyor. Bu târihte meydana gelen târihî, siyâsî, kültürel 50’ye yakın olay sıralanmış sitenin birisinde. Benim merak ettiğim, önceki gün AkParti’yle ilgili Kapatma Dâvası’nın kabûlünün de artık 31 Mart olaylar takviminde yer alıp almayacağı. Onu bilemeyiz ama, dâvâ sürecinin içerde ve dışarıda, ülke demokrasisi adına önemli sonuçları olacağı muhakkak.

                   Târih ve Coğrafyamızın harcıyla yoğrulmuş bu topraklarda sevgi çiçekleri her zaman açmaya devam edecektir. Bize düşen, iyimser ve ümitli olmaktır. Kuran'da;

                   “Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.” (Bakara:216) buyurulmaktadır.

                   Diğer bir âyette de "Hiç şüphesiz, Biz herşeyi kader ile yarattık" (Kamer Suresi, 49) buyurularak, Allah’ın herşeyi belirli bir plan ve hikmet doğrultusunda yarattığı belirtilmektedir. Allah'ın bu sonsuz güç ve üstünlüğüne karşılık insan ise son derece sınırlı ve aciz bir varlıktır. Elimizden geleni yaptıktan sonrası tevekküldür. Duâdır.

                  Takvim kelimesini çok kullandık ya; sizlerle asıl paylaşmak istediğim şey Türkiye Takvimi’nin 31 Mart 2008 Pazartesi günkü yaprağına tevâfuk eden, yaşanmış ilginç bir öykü. Oradan ilhamla veriyorum. Hikâye şu:

                   Kahramanımız Rosa Parks ABD'de Alabama eyaletinde doğdu. 1943'te Amerikan Yurttaş Hakları hareketine katıldı. O yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'nin güney eyaletlerinde zencilerle beyazlar otobüslere ayrı kapıdan biniyor, kendilerine ayrılmış ayrı yerlere oturuyorlardı. O yıllarda zenciler otobüslerde %75 kullanım oranını teşkil ediyorlardı. Ancak, arka tamâmen dolu, ön de boş olsa bile oraya oturamıyorlardı. Çünkü, öndeki 4 sıra sâdece beyazlara ayrılmıştı. Para da beyazların pratiğine uygun olarak önde ödeniyordu. Fakat ücretini ödeyen zenci beyazların arasından geçerek arkadaki yerine gidemezdi. Tekrar yere iner, arka kapıdan binerek yerine geçerdi. Bâzen, paralarını ödedikleri hâlde yerlerine geçmek için ön kapıdan indiklerinde, daha arka kapıdan binemeden otobüslerin hareket etmeleri de olağan hâllerdendi.

                   Rosa Parks 1 Aralık 1955'te Alabama eyaletinin Montgomery şehrinde, ütücülük yaptığı mağazadan çıkınca otobüse binip ön sıralardan birine oturmuştu. Bunu bilinçli mi yoksa öylesine rasgele bir hareket olarak mı yapmıştı bilinmez ama, Rosa için belki sıradan olan bu olay zenciler için sıçrama hareketinin başlangıcı  oldu.

                   Rosa Parks’ın binip en ön sıraya oturduğu o gün otobüste bir beyaz, Rosa Parks' tan, koltuğundan kalkıp yeri kendisine terk etmesini istedi. Şoför de kalkması için uyardı ama o yerinden kalkmadı. Arkaya geçme uyarısını da kabul etmedi ve polis çağırdı.  Netîcede hakâretlerle tartaklanarak tutuklanıp hapse atıldı. Mahkeme edildi. Tüm masraflar da kendisine âit olmak üzere para cezâsına çarptırıldı.

                   Olaydan sonraki bir yıldan daha uzun bir süre boyunca zenciler otobüslere binmediler, her yere yürüyerek gittiler. Zenciler, sanki böyle bir çıkış beklerlermiş gibi, bu olayı fırsat bilerek şartların olgunlaştığı düşüncesinden hareketle pasif ve aktif olarak bilinçli eylemler  başlattılar. En başta, kendilerine yapılan ayrımcılığın simgesi hâline gelmiş otobüslere binmeme kararı aldılar. Ertesi gün 10 binlerce kişi büyük bir insan seli hâlinde 20 km’lik yolu yürüyerek gittiler. Şehirlerde trafik allak-bullak oldu. Sokaklar, caddeler olağanüstü bir izdihama mahkum oldu.

                   Protesto eylemleri bir yıl sonra meyvesini verdi. ABD Federal Mahkemesi, otobüslerdeki bu ayırımcı uygulamayı yasakladı. Ama Rosa Parks Alabama'da beyazlar tarafından taciz edildiği için kuzeye taşınmak zorunda kaldı. Aynı tarihlerde Alabama valisi, zencileri üniversitelere almama gayreti içindeydi. Büyük olaylar patlak verdi. Martin Luther King'in başını çektiği giderek büyüyen hareket 1964'de çıkarılan yasa ile başarıya ulaştı. Rosa Park bu direnişin sembolü haline geldi.

                   Bu hareketiyle zencilere uygulanan ayrımcılığa karşı tavır koyarak sonrasındaki hareketin başlangıcını yapan kişi oldu.

                   1999'da Time dergisince 20. yüzyılın insan hakları savunucusu seçildi. Parks 1996 yılında Başkanlık Hürriyet madalyasına lâyık görüldü. 1999 yılının başında da, Kongre'nin altın madalyasına hak kazandı ve bu ödülü Bill Clinton'un elinden aldı.

                   Hak mücâdelesi yapan hiç kimsenin çabası karşılıksız kalmaz ves’selâm…

                  

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

          01.04.2008

  # Yorum Yaz #

İsim :

Yorum :
(Max. 400 Karakter)

 
» Benzer 5 Konu
 Konu Başlığı Tarih Okunma
  BİR ZAMANLAR GÜNLERDEN YİNE BÖYLE BİR EYLÜLDÜ.. 3/26/2012 1048
  GÜLE GÜLE EY EYLÜL; YİNE GEL BÖYLE.. 3/26/2012 1199

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...