Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607460
 Sitede Aktif: 3
 Ip: 172.70.179.136
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Blog

RSS Takip Tavsiye Et İndir (.doc) Okunma: 902
DÎNİN DİREĞİ ŞEHRİN YÜREĞİ

GÜLÜ SEVEN NE YAPAR? YİNE BİR 31 MART GÜNÜ

 

DÎNİN DİREĞİ ŞEHRİN YÜREĞİ

                   Gazete ve vakıf işlerimizi, ayrı ayrı odalarda olsa da, yakınlığın avantajıyla bir arada yürütmeye çalıştığımız Köprübaşı mevkiindeki yeni mekânımız câmiye çok yakın. Ne güzel şeymiş meğer câmiye yakın olmak! İçerde okunan kameti bile duyabiliyorsunuz neredeyse. Genelde, gürültünün çok, ses yalıtımlarının güçlü ve üstüne üstlük câmilerimizin de seyrek, dolayısıyla uzaklarda olması sebebiyle ezanların bile zor işitildiği kentimizde, değerlendirilmesi gereken büyük bir imkân bu şüphesiz. Yüce Mevlâ, Cennet hayâliyle yaşayan herkese câmi, cumâ ve cemaat duyarlılığı ihsân eylesin. Ve dolayısıyla câmi yakınlığı nasip eylesin. Önce kâlben, sonra fiilen. Zîrâ Peygâmberimiz(SAV), hiçbir gölgenin olmadığı günde, arşın gölgesinde gölgelenecek 7 kişiden birisini “Kâlbi mescidlere bağlı kimse” olarak açıklamıştır.

                   Sabah büroya geldiğimizde işlerimizle meşgûl oluyoruz doğal olarak. Herkes gibi bizler de dalıp gidiyoruz âlemimize. Zaman bâzen BülbülDeresi misâli sessiz-sedâsız, bâzen de köprüden geçen arabalar veyâ arasıra açılan fıskiyeler ya da kenarlardaki seyyâr satıcılar gibi sesli-sadâlı geçip gidiyor farkına bile varamadan. Derken, ezan başlıyor. Hemen abdestinizi alıp namaza yetişebiliyorsunuz. Akşam namazında, abdestliyseniz, kametle yola çıksanız  dahî ilk rekâta rahatlıkla yetişiyorsunuz. Bundan daha büyük mutluluk olabilir mi bir Müslüman için? Efendimizin (SAV) “Dînin direği” olarak nitelediği ve cemâatle kılmayı önemle tavsiye ettiği namazı vaktinde ve hem de câmide kılmaktan daha güzel şey ne olabilir? Keşke her zaman, her yerde ezanı bize işittirecek ve bizi cemâatlerine yetiştirecek mesâfede olsa câmilerimiz!

                   Yeşil cenneti Karadeniz sâhilinin incisi güzel Ordu’muzun, hızla gelişen şehirler arasında olduğu gözlerden kaçmayacak şekilde kendisini belli ediyor. Hızlı gelişme, “sür’at felâkettir” ya da “acele işe şeytan karışır” gerçeklerinin tezâhürü olarak, şehrimizin geleceğini karambol anaforunun oldu-bittisine mahkûm ediyor. Her cumâ günü görüldüğü gibi Câmilerimiz de diğer bir çok resmî dâireler gibi artan nüfûsa cevap veremeyen yerlerin başında geliyor. Hızlı büyüme esnâsında câmiler unutulmuş gibi bir hâl var. Bilhassa Cumâ günleri, bu gün de göreceğimiz gibi seyrek olduğu kadar da küçücük, çoğu bahçesiz ve aralara sıkıştırılmış câmilerimizde cemaat doğal olarak sokaklara taşıyor. Merkez câmilerde normâl olarak vakit namazlarında dahî dolan, cenâze olduğunda dışarı taşan cemâat, geniş avluların da olmaması sebebiyle civar cadde ve sokaklarda trafiği altüst ediyor. Bu kış mevsiminde de gördüğümüz gibi, yağmur ya da kar yağıyor olması durumu değiştirmiyor.

                   Câmi konusunu, bizler fert fert gündemimize almalı ve sık sık dile getirmeliyiz ki, kamuoyu ve dolayısıyla ilgililer de gündemine alma ihtiyâcı duysun. Sözde bile olmayan ilgiler, önce sözde sonra da özde gerçekleşebilsin. Aslına bakarsanız, yerel ya da genel tüm yöneticilerin toplumsal barış, kaynaşma, şehirleşme, çevrecilik ve hoşgörü adına en çok ağırlık vermeleri gereken müesseselerin başında câmiler gelmektedir.

                   Câmi olmadan cemâat olunmaz zîrâ. Cemâat da topluluk demektir. Topluluk da toplum demektir. Şehir demektir. Sosyâllik demektir. Bundan dolayı dînimiz, hayâtı birlikte yaşamak, şahsî ve toplumsal meseleleri paylaşmak adına câmi ve cemâate büyük değer vermiştir. İbn-i Mes’ûd(RA) anlatıyor:

                   “Bizden hiç kimse –nifâkı apaçık olan münâfıklar hâriç- cemâatten geri kalmazdı. Hattâ, kendisi gelemeyecek olanlar yardım edilerek getirilir, iki kişi arasında namaza durdurulurdu.”

                   İşte, cemâat bu kadar önemli. Sizin, “câmiye gelmeme” hakkınız yok bir nevî. Câmisiz olma lüksünüz yok. Bu bir mecbûriyet değil  belki ama, “topluma karışmama” temâyülünüz olamaz yorumunu içeriyor açık açık. Eğer müslümansanız, din kardeşiyseniz, can kardeşiyseniz birbirinizi göreceksiniz; ilgileneceksiniz, birbirinizden habersiz olmayacaksınız. Yalnız başınıza, bencilce yaşamayacaksınız. Dolayısıyla bu anlamda cumâ ve de en önemlisi câmi çok çok önemli. Çünkü, namazın başta ekonomik, sosyal ve genel anlamda olmak üzere tüm fonksiyonlarıyla tecellî edeceği yer orasıdır.

                   Ama, maalesef şunu itiraf etmek zorundayız ki, bizde bu en önemli işler sembolik düzeyde yürüyor. Her kes mezarlığının bile manzarasına özenirken, kabrinin yerine titizlenirken, evinin câmiye göre durumunu nazar-ı îtibâra almıyor. Öldükten sonra varacağımız yere hiçbir etkisi ve de katkısı olmayan kabrin yerine özenirken, kılacağımız aynı namazı sağlayacağı cemaat imkânıyla kat kat bereketlendirecek, ezanıyla, cemaatıyle mahallemize, yakın çevremize cennetsi bir hava kazandıracak olan câminin bırakın varlığı konusunu gündeme getirmeyi, var olan gündemden bu maddeyi düşürmek  için elinden geleni yapan bir toplumun Müslümanlığında hangi samîmiyyeti arayabilirsiniz?

                   Değerli dostlar. Her gün adım adım yaklaştığımız âleme giderken sorulacak soruların en başında namazın geldiğini, câmilerimizin de bu anlamda toplum olarak bizim duyarlılığımızın göstergeleri olduğunu unutmamak gerekir. Yüce Mevlâ bizleri, seçtiklerimizi, tüm sorumluluk mevkiinde olanları “kâlbi mescidlere bağlı kimse”lerden ve bu anlamda sorumluluk şuuruyla hareket edip hesâbını kolay kılanlardan eylesin ves’selâm…

 

 

 

 

 ORDU HAYAT GAZETESİ

             27.03.2008

  # Yorum Yaz #

İsim :

Yorum :
(Max. 400 Karakter)

 

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...