Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607282
 Sitede Aktif: 2
 Ip: 172.71.254.253
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Blog

RSS Takip Tavsiye Et İndir (.doc) Okunma: 1227
OR-Gİ’ye FANTOM, ESKİPAZAR’a FAYTON!

MEĞER NE ÇABUK… OR-Gİ BAĞLAMINDA FINDIK TARTIŞILIRKEN…

OR-Gİ’ye FANTOM,

ESKİPAZAR’a FAYTON!

 

Bundan önceki son yazdığım ve Çarşamba günü yayınlanan köşe yazımızın başlığı aslında ORDU’NUN ÖNCELİKLERİ olarak atılmıştı başlangıçta ve ilk maddesinde OR-Gİ Havaalanı yer alıyordu. Ondan sonra DEREYOLU, TURİZM, ESKİPAZAR, TELEFERİK,  vs. diğer maddeleri sıralamıştım. FINDIK konusu da bu maddelerden biriydi. Maddeleri tek tek işlerken FINDIK, mevsimiyle, güncelliği ve de daha çok bizdenliğiyle duygu ve düşüncelerimizi alıp götürünce, geçen yazımızın başlığını FINDIK işgâl etti. Gel gör ki, tevâfukan sayın vâlimiz de o günkü gazetelerde ORDU’NUN ÖNCELİKLERİ başlığıyla yer alıyor ve o da ilk maddeye OR-Gİ’yi koyuyordu. Boşuna dememişler “aklın yolu bir” diye.

Sayın vâlimiz yaptığı açıklamada, konuya değişik bir boyut getirerek, mevcut havaalanlarının dünyâya açılan Karadeniz’e yeterince hitap edemediğini, Samsun ve Trabzon Havaalanlarının zâten eskidiklerini, bu anlamda bölgeye âcil ve daha kapsamlı bir havaalanı gerektiğini, bunun da Karadeniz’in tam ortasındaki Ordu’ya yakıştığını belirterek, OR-Gİ o zaman için moda bir ihtiyâçtı belki ama bu gün, ihtiyâç olan bir ihtiyâçtır anlamında açıklamalarda bulundu. Sayın vâlimizin son iki gündür gazetelerimizde yer alan bu ve benzeri beyanatları Ordu’nun, kendi ifâdesinde de dillendirdiği gibi 5 yıl sonra tanınamayacağının belirtileri. Sayın vâlimizin Ordu’muzun meselelerine damardan dokunuşları geleceğe dâir hayâtiyet tezâhürlerinin ilk adımları gibi gözüküyor. Bizler de Ordu’lular olarak en az vâlimiz kadar meselelerimize objektif ve de samîmî bakabilirsek, destek olursak çözümler ivme kazanacaktır.

Evet. OR-Gİ 1. gündem maddemiz. Çünkü, eğer gelişen bir şehir olacaksak, gerçek bir üniversite şehri olacaksak, ekonomimizin, turizmimizin gelişmesini istiyorsak buna mecbûruz. Artık, normal vatandaşlar olarak bizler bile bir kat yukarıya asansörle çıkıyoruz. Memleketimize gelecek ekonomist, akademisyen ya da kültür adamlarına otogarın adresini gösterme zamanı geçti. Saatle değil, dakîkalarla yarışılan, hattâ sâniyelerin bile hesap edildiği bir çağda yaşıyoruz. Bu gün havaalanı olmayan bir kenti, yolu hâlâ asfalt olamamış bir köye benzetmek bir abartı olarak değerlendirilemez. Çevrecilik, doğacılık adına otoyollara, tünellere karşı çıkanlar sanırım bugün hâllerinden çok memnunlar. Bizler de memnunuz. Fatsa artık 20 dakîka. O, girdapda kalan tenhâ, bayır köyler bile dünyâ güzelleri oldular, salınıyorlar şimdi gelen geçen dünyâ vatandaşlarının karşısında. Tüm yeşilleriyle ve rengârenk çiçekleriyle arz-ı endâm ediyorlar gelip geçenlere huzûrunda.

Bu konular çok işlenecektir. Bu konu ne kadar irdelense yine de azdır. Kısaca, Ordu’nun tüm gelişmelerinin ekseninde havaalanının önemli yeri olacaktır diye şimdilik bu vâdîdeki sözlerimi bağlamak istiyorum. Belirtmek istediğim başka bir boyut daha var ki o da şudur: Âcizâne, şehirlerin çağdaş imkânlardan istifâde etme gayreti yanında, bir de yine çağdaş imkânlarla iç içe olarak kültürel kimliği, motifi ve figürlerini de gündemine taşıması gerektiğini düşünüyorum. Bu bağlamda “Eskipazar’a Fayton!” diyorum.

Tevâfukan, yine dün ve Sayın Vâlimizin haberinin yanında Ordu Rahvan Atlı Spor Kulübü Başkanı Mustafa AKSU’nun da kendilerine Eskipazar civârında tahsis edilen arâziyle ilgili beyânâtı vardı. Demek ki benzer düşünceleri taşıyanlar var. En azından at alt yapısı hazır. Ordu’muzda at arabacılığı zâten, az da olsa devam ediyor. Böylelikle bu sektör de devâm etmiş olur. Hattâ, daha da gelişerek başlıbaşına bir sektör hâlini alır. At bizim millî bir figürümüzdür. Onu en azından faytonla yaşatmak güzel bir terkip olacaktır.

Bu nasıl mı olacak? Önce Eskipazar Külliyesi hayâta geçirilecek. Restore edilecek. Gerekirse geliştirilecek. Sünnet olanlar, yeni evlenenler başta olmak üzere herkes oraya gitmeyi arzulayacak. Bu, zamanla geleneksel hâle gelecek.Özel giyimli faytoncular, İstanbul Adalar’da olduğu gibi, Civil Deresi boyunca tanzim edilecek özel bir yoldan oraya götürecekler yolcularını. Eskipazar’da müsâit yerler olacak. Faytonla çay içmeye gidenler, şehir merkezinde tahsis edilecek yerden faytona binecekler, Eskipazar’da çaylarını içecekler; gezecekler. İsterlerse şehitliği ya da câmiyi ziyâret edecekler, duâ edecekler, istemezlerse çayla yetinip, yine faytonla dönecekler. Otantik kıyâfetler ve mûsikî eşliğinde nostaljik bir tur yapacaklar. Ordu’nun mâzîsine, şehrin ilk kurulduğu Beylikler dönemine, kendi geçmişlerine doğru. Hem eğlence, hem kültür bir arada yürüyüp gidecek güvenli geleceğe doğru. Bu unsurlar daha da zenginleştirilebilir zaman içerisinde. Abantta, Bursa’da, Konya ve İstanbul’un çeşitli yörelerindeki uygulamalardan örnekler alınabilir.

 Bu projeyi, en az OR-Gİ kadar önemli görüyoruz. Bu faytonlar, Fantomlarla gidilemeyecek yerlere götürürler bizi çünkü. Fantom’ların yeri ayrı, faytonlarınki daha ayrı. İkisi birbirini tamamlıyor. Köklere gitmeden göklere gitmek, istenen sonucu veremez! Aşısız meyvenin ağza tad vermediği gibi. Aşısız meyve medeniyetsiz, dolayısıyla kontrolsüz güce benzer çünkü. Tadı-tuzu olmaz. Ağızları burkar. Ortalığı yakar-yıkar. İnsanlığa huzur getirmez. Tıpkı günümüz uygarlıklarında olduğu gibi.

İstikbâl göklerde ama, asâlet de köklerdedir ves’selâm!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

MEĞER NE ÇABUK…

 

Es’selâmü aleyküm ve rahmetullâh

 

Bismillâhir’Rahmânir’Rahîm

 

Güleryüzlü, hanımefendi, olgun, kültürlü kızımız;

Melek huylu Melek DURHAN’a

Ebedî saâdet dileklerimle sunuyorum:

 

AKROSTİŞ

 

Meğer ne çabuk geçermiş zaman

Ermeden bu güne anlayamadım

Lâle derken, gül derken gitti dört sene

El sallayıp peşinden ağlayamadım

Koşturuyor hayâllerin ardından

Dünyânın gidişini kavrayamadım

Uzak dediklerimiz geliyor bir bir

Rûhumu özüme bağlayamadım

Hasret gideremeden uçuyor yıllar

Ayrılık derdini dağlayamadım

Nasıl geldik şimdi yolun sonuna?!

Arkadaşlarla gönlümce çağlayamadım

Sevgilerin sonunda hep ayrılık var

Ebediyetten başka yol bulamadım

Lûtfuna sonsuz şükür Yüce Rabbimin

Âşıkım, sevdâdan kurtulamadım

Mâşukum memleketim, dînim, îmânım

İmam-Hatip’ten başkasına tutulamadım

Lûtfet, sonsuz güzellikleri Rabbim

En son varış sana; geliyoruz adım adım…

 

Sevgili öğrencim;

Sözlerimi noktalarken, Peygâmber Efendimiz(SAV)’in

“İlmin kapısı” diye bizlere tanıttığı Hz.Ali (kv)’nin bir ömür boyu

kulağımıza küpe yapmamız gereken duâ cümlelerini ekleyerek

bitirmek istiyorum.

Hz.Ali (ra) Efendimizin yakarışları şöyle:

 

Allâhım!

Boşa bakanlardan

Boşa susanlardan

Boşa konuşanlardan eyleme!

 

Allâhım!

Zenginlerimizi hamiyetsiz

Fakirlerimizi gayretsiz

Âlimlerimizi amelsiz

İdârecilerimizi adâletsiz bırakma!

 

Allâhım!

İdârecilerimizin

ferâset, merhamet ve basîretini,

Halkımızın da

Hürmet, hizmet ve hamiyetini artır!

 

Değerli Melek kızım;

Tebessünmlerinin sonsuz olması

Her iki cihanda da gülmen niyâzıyla…

Fî emânillâh…Allâh’a emânet ol…

 

11.05.2005

Öğretmenin: Nûri KAHRAMAN

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

             24.07.2008

  # Yorum Yaz #

İsim :

Yorum :
(Max. 400 Karakter)

 

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...