MEĞER NE ÇABUK…
Es’selâmü aleyküm ve rahmetullâh
Bismillâhir’Rahmânir’Rahîm
Güleryüzlü, hanımefendi, olgun, kültürlü kızımız;
Melek huylu Melek DURHAN’a
Ebedî saâdet dileklerimle sunuyorum:
AKROSTİŞ
Meğer ne çabuk geçermiş zaman
Ermeden bu güne anlayamadım
Lâle derken, gül derken gitti dört sene
El sallayıp peşinden ağlayamadım
Koşturuyor hayâllerin ardından
Dünyânın gidişini kavrayamadım
Uzak dediklerimiz geliyor bir bir
Rûhumu özüme bağlayamadım
Hasret gideremeden uçuyor yıllar
Ayrılık derdini dağlayamadım
Nasıl geldik şimdi yolun sonuna?!
Arkadaşlarla gönlümce çağlayamadım
Sevgilerin sonunda hep ayrılık var
Ebediyetten başka yol bulamadım
Lûtfuna sonsuz şükür Yüce Rabbimin
Âşıkım, sevdâdan kurtulamadım
Mâşukum memleketim, dînim, îmânım
İmam-Hatip’ten başkasına tutulamadım
Lûtfet, sonsuz güzellikleri Rabbim
En son varış sana; geliyoruz adım adım…
Sevgili öğrencim;
Sözlerimi noktalarken, Peygâmber Efendimiz(SAV)’in
“İlmin kapısı” diye bizlere tanıttığı Hz.Ali (kv)’nin bir ömür boyu
kulağımıza küpe yapmamız gereken duâ cümlelerini ekleyerek
bitirmek istiyorum.
Hz.Ali (ra) Efendimizin yakarışları şöyle:
Allâhım!
Boşa bakanlardan
Boşa susanlardan
Boşa konuşanlardan eyleme!
Allâhım!
Zenginlerimizi hamiyetsiz
Fakirlerimizi gayretsiz
Âlimlerimizi amelsiz
İdârecilerimizi adâletsiz bırakma!
Allâhım!
İdârecilerimizin
ferâset, merhamet ve basîretini,
Halkımızın da
Hürmet, hizmet ve hamiyetini artır!
Değerli Melek kızım;
Tebessünmlerinin sonsuz olması
Her iki cihanda da gülmen niyâzıyla…
Fî emânillâh…Allâh’a emânet ol…
11.05.2005
Öğretmenin: Nûri KAHRAMAN
ORDU HAYAT GAZETESİ
14.07.2008