BU PAŞA NE YAPMAK İSTİYOR
21 Şubat 2008 günü Cumhuriyet gazetesinde, tüylerimizi ürpertecek bir yazıyla karşılaştım.
Bir paşamız eline kalemi alarak, milletimizin değer verdiği birçok konu ve kişilere ver yansın etmiş.
%99'u Müslüman olan bir milletin dinine karşı aşağılayıcı ifadeler kullanmanın yanında, manevi değerlere yer verildiği için istiklal marşına ve onun büyük şairi M. AKİF’İMİZE hakaret ve aşağılama dolu ifadeler kullanmıştır. Akif’in millet sevgisinin zekatı, onun gibi düşünen binlercesinden fazladır.
Milletin bağrından cıkmış şanlı ordumuzun, yüksek mevkilerinde görev yapmış böyle bir kişi olarak, bir milletin istiklal marşına, hatta “İslam dinini, Arapların katliamından kurtulmak için, korkudan kabul ettiğimizi” yazarak, milletin bizzat kendisine hakaret etmiş olan bu paşamız ne yapmak istiyor.
O paşaya, tam böyle kritik bir süreçte bu yazıyı kimler, ne amaçla yazdırıyor. Her gün onlarca Mehmetçiğin, şahadet şerbeti içerek, cenneti alaya uğurlandığı böyle günlerde, milletin dinini, milletin kendini, hatta, “bu marşta istiklal savaşımız anlatılıyor” ifadelerine mazhar olarak ilk meclisin tamamının coşkun teveccühüyle mecliste defalarca okutulan, ayakta uzun süre alkışlanarak takdirle kabul edilmiş olan istiklal marşını, böylesine pervasızca eleştiren paşa ne yapmak istiyor olabilir.
Yine 28 Şubat sürecinde de, benzer birileri, asker ocağına “peygamber ocağı” denmesinden rahatsız olduğunu ifade etmişti.
Bunları yazarken, şanlı ordumuzun kahraman paşalarını tenzih ederek yazıyorum. Her kurumda farklı düşüncede olanlar olduğu gibi, paşalar içindede Silahcıoğlu paşa farlı olabilir.
Bu paşa İslam’dan hoşlanmıyor da olabilir. Başka bir dine mensup veya ateistte olabilir. Bu durumu, ona milletin dinini, milletin kendini ve milletimizin istiklal marşını aşağılama hakkını vermez.
Paşa bir formülünü bulsa, istiklal marşımızı laikliğe aykırı sayacak.
Belki bu marş Atatürk zamanında değil de, günümüzde kabul edilseydi, kesin Anayasa Mahkemesine götürülürdü.
Böyle birkaç marjinal tip var diye biz, istiklal marşımızı, dini inançlarımızı değiştirecek değiliz.
Yaşar Nuri hocamızda geçenlerde bir gazetede, “eski partisindeki bazı kimselerin, ALLAH demeyi bile laikliğe karşı saydıklarını” ifade etmişti. Eskiden ezanı Türkçe okutanlarında iddiası böyleydi.
Bu kafayla uygulanan laiklik; laiklik değil, ideolojik din düşmanlığıdır. Bolşevikler bütün dinlere düşmandı. Bizdeki laikçiler sadece İslam’a düşmanlıkta yarışıyorlar. Bu kafayla milleti laikliğe dost mu, yoksa düşman mı etmek istediklerini anlamaya çalışalım?
Merak ettiğim önemli bir konu daha var: Acaba, Türk milletini, İslam’a layık görmeyen bu meşhur paşamız, bize hangi dini münasip görüyor. Onu da belirten bir yazı kaleme alsa hiç fena olmaz.
Doğuda bölücüler; Zerdüşt dinini telkin ederek milleti bölmeye çalışırken, Sayın Doğu Silahcıoğlu, hangi dini bize münasip gördüğünü belirtse işler daha netleşmiş olacak.
Lozan antlaşmasındaki bir maddede; “Türkiye’de İslam dinine mensup olanlar arasında azınlık yoktur” diyor.
Acaba birileri, İslam’ın bu birleştirici özelliğinden rahatsız mı oluyor?
Bu konuda yanılmış olmayı çok diliyorum. Bu vesile ile sınır ötesi harekâtında, şanlı ordumuza başarılar, şehitlerimize haktan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize baş sağlığı diliyorum.
ORDU HAYAT GAZETESİ
26.02.2008