Menü

Anket

Sitemizi Beğendiniz mi?
Evet (%73,9)
Hayır (%20,0)
Kararsız (%5,93)

Toplam Oy: 219

Tüm Anketler

Takvim

« Aralık - 2025

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31

İstatistikler

 Toplam Hit: 4607432
 Sitede Aktif: 1
 Ip: 172.70.100.73
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 20
 Toplam Blog: 561
 Toplam Yorum: 28
 Toplam Resim: 6
 Toplam Mesaj: 17

Etiket Bulutu

15 Temmuz 2016 Cumâ Dirilişi adayname aile âile Akdeniz Üniversitesi akrostiş anı Antalya Antalya Palas aşık edebiyatı ÂŞIK EDEBİYATI BABA başbakan başkanlık Bedford, Araba sevdası Biyografi cami cemaat cemiyet chp cuma cumhurbaşkanı çocuk edebiyatı Çocuk Edebiyâtı ÇOCUK ŞİİRLERİ dede deneme DÎNÎ ŞİİRLER DİNİ-MİLLİ ŞİİRLER DÖRTLÜK edebiyat eleştiri eymür eymür köyü eymürname GÜZELLEME halk şiiri halk şiri HÂTIRA hâtıralar HAYAT HİKÂYESİ HECE HECE VEZNİ hiciv İMAM-HATİP PİLÂV GÜNLERİ işkence KADİR GECESİ KÂFİYE komşu ülkeler koşma köy yazıları köyname lüleburgaz MANİ Manzum Fıkralar mızrap NÂMELER Nasreddin Hoca NURİ KAHRAMAN okul edebiyatı ordu ordu hayat ordu hayat gazetesi ordu imam-hatip Palace Palas RAMAZAN RAMAZAN EDEBİYATI recep tayyip erdoğan siyâset şiir toplum türkiye ulubey Yalçın Yüksel Yeni Türkiye zulüm

Son Eklenen Bloglar

Mar`12
28
CHP-NÂME
MIZRAP 2008

Yorumlar(1)

CHP-NÂME

Türkiye’nin ilk partisi

Cumhûriyet Halk Partisi

Tapu parti; mülk partisi

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Ata armağanı parti

İsmet heyecânı parti

Cumhûrun cânânı parti

Cumhûriyet Halk Partisi

 

İşgâllerden istiklâle

Bir yeni soluk Hilâl’e

Ümit oldu istikbâle

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Düşman mağlûp garpta, şarkta

Pâdişâhlar katafalkta

Tüm idâre artık halkta

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Yeni ülke yeni düzen

Kimmiş vatandaşı üzen?

Yok artık ezilen, ezen

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Köylü halkın efendisi

Yöneten de tâ kendisi

Şehirdeki serendi(!)si

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Serbest Fırka’yı doğurdu

Demokrasiyi yoğurdu

Halk! Halk! diyerek bağırdı

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Halkı halka halkaladı

Memleketi çalkaladı

Her ne varsa ırgaladı

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Cumhûra rağmen, erkekçe!

Ezanlar okuttu, Türkçe!

Dünyâda tek örnek; tekçe

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Radyoda yasak, müziği

Mozart dinle, ye peziği!

Partilerin en nâziği!

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Demokrat Parti’nin eli

Açık etti başta keli

Ne yapmalı, ne etmeli

Cumhûriyet Halk Partisi?

 

Millet koştu adamına

Uyarak yol-yordamına

Lâkin bırakmaz yanına

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Formül buldu, gâyet hızlı

“Reyler açık, tasnif gizli!”

Hokus-fokuslu, cambazlı

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Hîlesi işe yaradı

Yerine geldi murâdı

Hep, halk-dışı yol aradı

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Geldi devire devire

Geçti devirden devire

Vurdu evire çevire

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Lâkin, 50’de sökmedi

Millet, “söz milletin” dedi

Kârı kediye yükledi

Cumhûriyet Halk Partisi

 

ElliDört, ElliYedi’de

Yine kaldılar geride

Boş durur mu hiç beride

Cumhûriyet Halk Partisi?

 

Ne kadar istersen bağır

Halk Partisi halka sağır

En iyisi asker çağır

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Hazmedemedi sonucu

Nerde süngülerin ucu?

Sanki, çok oy savaş suçu!

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Mâlum, YirmiYedi Mayıs

Hava ağır, herkes sus-pus

İpe, konuş; millete, sus!

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Darağacı, sehpa, urgan

CHP’den korksun korkan

“Var mı” der, “bize yan bakan?”

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Derken Adâlet, Selâmet

Türkeş’le geldi Hareket

Şaşırdı; bu ne bereket!

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Yenildikçe, bahâneler

Daha neler, daha neler

Hep darbeler, hep darbeler

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Karambolden Karaoğlan

Önden geç, arkadan dolan

Biraz da böyle oyalan

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Kara oğlan, beyaz umut

Yerde şiir, gökte bulut

Dünü unut, yeni yol tut

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Olanak ve olasılık

Benzin var mı alasılık

İktidarda kalasılık

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Gereksinimler, örgütler

Nerden çıktı bu Turgut’lar?

Bitmeyecek mi gel-gitler;

Cumhûriyet Halk Partisi?

 

O da uçtu güvercinle

Oklar kaldı inle-cinle

Hep kendin çal, kendin dinle

Cumhûriyet Halk Partisi

 

İkinci İnönü; Erdal

Okları tartamaz her dal

Haydi eyvallâh; esen kal

Cumhûriyet Halk Partisi

 

AltıOk yâdigâr bize

Âkıbet düştü Deniz’e

Kıymetini bilsenize!

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Yenilse de Başpehlivan

Var mı onun gibi civân?

O bir yana, millet bi yan!

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Deniz varken “kara” olmaz

Deniz’siz Ankara olmaz!

Onunla madara(!) olmaz

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Deniz’de lâf Deniz gibi

Çalkar  Karadeniz gibi

Ne başı, ne sonu, dibi

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Bilen yok hiç, ondan başka

Gelmesin hele bir aşka

“Tek parti” kalsaydı keşke!

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Alsan bile yüzde doksan

Geçmez, listesinde yoksan

Der ki, bizsiz her şey noksan

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Cümle kânunlar geçersiz

Çoğunluklar hep değersiz

Siz neymişsiniz; meğer siz;

Cumhûriyet Halk Partisi?

 

Nasreddin Hoca misâli

Değişmiyor yaşı, hâli!

İnatta, inat kemâli

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Tüm dünyâ değişse bile

Yanlışına katmaz hîle!

Halka, çile oğlu çile;

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Nene Hâtun’u unuttu

Latîfe’yi boş’a tuttu

Bin yıllık örfü uyuttu!

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Başörtüsü, Türban-Mürban

AltıOk’a etti kurban

Halkın olmadığı kervan

Cumhûriyet Halk Partisi?

 

Onun, dâim germek işi

Böyle ister, “görmek işi!”

Muhâlefetin tek(!) dişi;

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Leylâ Mecnûn hikâyesi

Sehpa ile Demokrasi

Îdam ile diplomasi

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Artık sevmiyor meclisi

Umûdun yeni adresi:

Anayasa Mahkemesi!

Cumhûriyet Halk Partisi

 

CHP, Deniz’le “deniz!”

Boğulur düşen, teknesiz

Bir gerçeğimiz, şüphesiz!

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Tartışmalar, fikir cengi

Partiler, dengine dengi

Demokrasinin bir rengi

Cumhûriyet Halk Partisi

 

Derler ki sabreden derviş

Elbet murâdına ermiş

Rabbim bir imtihan vermiş:

Cumhûriyet Halk Partisi!

 

Bu dünyâ bir devr-idâim

Her şey zıddı ile kâim

Tıynetince gider dâim

Cumhûriyet Halk Partisi!

 

Nûrânî der; bu bir kader

Mutlak olur; Allâh, ne der

Böyle gelmiş, böyle gider:

Cumhûriyet Halk Partisi!..

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

17.02.2008


Mar`12
28
ESKİ CAMLAR BARDAK OLMUYOR!
MIZRAP 2008

Yorumlar(0)

ESKİ CAMLAR BARDAK OLMUYOR!

 

                   Hangi hülyâlı sokaklardan geçip de kapıldık bu sevdâlara? Hangi caddeler getirip bıraktı bizi bu kördüğüm çâresizliğin  kıyılarına? Bu dönenip durduğumuz girdaplar hangi aymazlığın bedeli? Her çıkışın önünde yığılmış kayalar; aşkın kavşaklarında kara lâmbalar var. Fânuslar içinde kara çadırlar; ecinniler diyârında şenlik var! Yol başlarında gördüğümüz işâret levhaları bizi aklımızın ucundan geçmeyen noktalara getirdi.

                   Bu nasıl böyle oldu? Biz mi yanlış gördük, yoksa zaman içerisinde yönler mi değişti? Oklar mı büküldü? Çünkü, zaman zaman Okyanuslar ötesinden gelen bâzen sıcak, bâzen de soğuk dalgalar vuruyor, bir daha, bir daha ve tüm doğal renklerimizi hırpalayıp geçiyor hoyratça. Kimseye sormuyor gelirken. Sormaya gerek yok çünkü. İçimizdeki çöllerin yangını bu. Mandalaşmışların, kendini özgürleştirememişlerin köle psikolojisiyle yaptığı çılgınlıklar. Nasılsa Petrol, okyanuslar ötesinden. Çakmak aramızdaki çakmakçılardan! Bizimkiler öylesine alıştılar ki elin çakmağıyla yangın çıkarmaya, vara yoğa ateşlemeğe  devam ediyorlar. Yakıtları azalsa da, tutuşturamasalar da çakmaklarının sesi ortalığı velveleye vermeye yetiyor. Bizler de “İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helâk eder misin Allâh’ım!” diyerek Yaratan’a sığınmanın ötesinde bir şey yapamıyoruz. Ne yapsak boş. Anlamıyorlar, dinlemiyorlar. Bırakın uluslar arası normları, kendi varlıklarının sebebi olan ilkeleri de çiğneyip geçiyorlar. Sevgililer Günü’nün bile hiç hatırı yok mu sizin nezdinizde beyler? Onun aşkına biraz insaf lütfen!

                   Şu kopartılan fırtınaya bakınız; insanın inanası gelmiyor! Koca koca adamlar. Sanatçıları geçelim. Onları nispeten duygusal ve uçarı kabûl edelim. Ama, bilim adamları,  hukukçular, yazarlar, yaşı kemâle ermiş, bir ayağı çukurda siyâsetçiler. Bir başörtü üzerinden kıyâmet koparıyorlar. Kıyâmet diyorum ama belki o da laikliğe aykırıdır! Ne de olsa dînî bir kavram. Öyle ya. Milyonda bir ihtimâl de olsa örtünün İslâm’ın bir emri olacağını var sayamayacak kadar gözleri dönmüş ve Allâh’a karşı apaçık bir isyân içerisinde olan bu insanlara lâf anlatmakta zorlanabiliriz. Kıyâmet üzerinden de bir kıyâmet koparmaya kalkarlarsa laiklik adına nasıl cevap verebilirsiniz ki? Onlar, “Bu kelime dinseldir, dolayısıyla laikliğe aykırıdır!” derlerse bu “nâzik” değerlendirmeye nasıl karşı koyabilirsiniz? İşte Başörtü olayı ortada. Hadi anlatın bakalım? Eskiden “Anlat Bakalım” diye bir program vardı. Jest ve mimiklerle anlatma yarışıydı. Siz istediğiniz dili, jest ve mimiği kullanıp anlatın bakalım, anlayacaklar mı?

                   Lâiklik. Allâh aşkına bu kavram dinsizlik mi demek? Lâiklik dîni kazımak mı demek, yoksa dinler arasında eşit  mesâfede durmak mı, yâni tarafsız olmak mı demek?

                   Halkçılık bu mu? Ya inkılâpçılık? Milliyetçilik, Devletçilik, hele Cumhûriyetçilik?! Bunların hangisine uyuyor bu başörtü yasağı? Siz de hiç mi, zerre kadar insaf, iz’an yok? Başörtülülerin de haklı olabileceği ihtimâline dâir şu kadarcık şüphe(!) yok mu? Allâh’ın gazâbını ve azâbını celbederiz diye zerrelerin zerresi bir endîşeniz söz konusu değil mi? Eğer değilse, bu yaptıklarınızı Laiklik adına yaptığınızı söylemeyiniz lütfen. Laikliğin günâhına girmeyiniz! Kendi günâhınızı îtiraf  ediniz. “Bizim canımız böyle istiyor, burası bizim çiftliğimiz, var mı diyeceğiniz? deyiniz. Bu konuda diyânetliğe soyunup ta fetvâ vermeye de kalkmayınız. Ne herhangi bir parti ne de YÖK ve benzeri kurumlar fetvâ makâmı değildir.

                   Ya okları milletin okuduğu gibi okuyunuz, ya da orayı doğru okuyanlara terk ediniz. Aksi takdirde adınız halk olsa da gitgide halkın sizden uzaklaştığını göreceksiniz. Halk uzaklaştıkça, siz onların koşarak yeniden dönmek için böyle yaptıklarını zannediyorsunuz gâlibâ ama yanılıyorsunuz. Zîrâ, “Eski camlar bardak oldu!” diye bir deyim var. Çünkü halk o okları demokrasi, özgürlük, insan hakları, çoğunluk yönetimi, inanç özgürlüğü olarak okuyor.

                   Ey sizler, çok çok okumuş oldukları için kendilerini her şeyin üstünde görenler! Ne okursanız okuyun, ne yazarsanız yazın, halkı okuyamıyorsanız, onun özünü yazamıyorsanız, en azından siyâset biliminde ve de insan haklarında câhilsiniz demektir. Milletin kafasını karıştırmak ve saçını-başını yolmaya çalışmak size yakışmıyor mu, yoksa yakışıyor mu desem, bilemiyorum ves’selâm…

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

14.02.2008


Mar`12
28
BİR ÂLEM OLDU HER ŞEY
MIZRAP 2008

Yorumlar(0)

BİR ÂLEM OLDU HER ŞEY

 

Kadın seçti seçildi

Bir âlem oldu her şey

Yeni roller biçildi

Bir âlem oldu her şey

 

Seçildikçe açıldı

Açıldıkça saçıldı

Sofralarda içildi

Bir âlem oldu her şey

 

Erkek seçti seçildi

Makamlara geçildi

Havalarda uçuldu

Bir âlem oldu her şey

 

Örtüye tahammül yok

Göğe uçsa ödül yok

Kâlpler ölmüş, gönül yok

Bir âlem oldu her şey

 

Analıktan geçildi

Yuvalardan kaçıldı

Âileler küçüldü

Bir âlem oldu her şey

 Evden ocaktan koptu

Vitrinli yola saptı

Erkekliği de kaptı

Bir âlem oldu her şey

 

Kadın erkek arası

Köfte ekmek arası

Saçmak dökmek arası

Bir âlem oldu her şey

 

Modanın maskarası

Sömürü gargarası

Dumanı, sigarası

Bir âlem oldu her şey

 

Erkeklerin işi ne

Düştü hülyâ peşine

Hasret duymaz eşine

Bir âlem oldu her şey

 

Erkek kahvede, barda

Çağdaş-mağdaş; hovarda

Akıllar havalarda

Bir âlem oldu her şey

 

Âile paramparça

Erkek boy, kadın kalça

Lâf girmez, kulak külçe

Bir âlem oldu her şey

 

Büyükleri uzakta

Küçükleri tuzakta

Kimse değil merakta

Bir âlem oldu her şey

 

Herkes uzak evine

Gezmelerdeler yine

Bu hâle kim sevine?

Bir âlem oldu her şey

 

Diziler dizi dizi

Kalır herkeste izi

Götürdü bizden bizi

Bir âlem oldu her şey

 

Benzedik dizilere

Anlamsız yazılara

Adressiz gezilere

Bir âlem oldu her şey

 

Ömürdür geçer gider

Yaptığımız kaç eder?

Bunca nimet hep heder

Bir âlem oldu her şey

 

Hey sen, Hoca Nasreddin

Şu leyleği ne ettin

Kesip kuşa benzettin

Bir âlem oldu her şey

 

İşte o kuş misâli

Nedir yuvanın hâli?

Ne haramı helâli?

Bir âlem oldu her şey

 

Hayat zevkine göre

Nefsin şevkine göre

Şehvet şavkına göre

Bir âlem oldu her şey

 

Cilve sokağa taştı

Duygular afallaştı

Kullar haddini aştı

Bir âlem oldu her şey

 

Irz, namus; hak getire

Arsızlık oldu töre

Böyle, göz göre göre

Bir âlem oldu her şey

 

Sayı az, gâile çok

Çocuksuz aile çok

Sadâkât yok, hîle çok

Bir âlem oldu her şey

 

Yalan oldu, beceri!

Rantın sorulmaz yeri

Değersiz alın teri

Bir âlem oldu her şey

 

Gözetilmez hak-hukuk

Bitti dostluk, komşuluk

Diller sahte, uyduruk

Bir âlem oldu her şey

 

Ukalâ tuttu arşı;

Çeneler Hakk’a karşı!

İsyân pazarı çarşı

Bir âlem oldu her şey

 

Müstesnâlar müstesnâ;

Düşmüş Hak kaygısına

Bulursan gir koluna

Bir âlem oldu her şey

 

Cemaati ara bul

Yardımlaş, ol Hakk’a kul

Sanma her şey para, pul;

Bir âlem oldu her şey

 

Nûrânî kendine bak

Yoksa olursun helâk

Korusun Cenab-ı Hak

Bir âlem oldu her şey

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

12.02.2008


Mar`12
28
KİMLER GELSİN BU MEYDÂNE?!...
MIZRAP 2008

Yorumlar(0)

 

KİMLER GELSİN BU MEYDÂNE?!...

                   Bu gün şiir damlalarıyla huzûrunuzdayız. Şiir demek, duygu yoğunlaşması demek bir nevî. Eh, bu sıralar gündemler oldukça hareketlenince, mısrâlar da yerinde duramadı netekim!

                   Aslında bu dörtlülükler hiç de yeni değil. Çoğu, en az 10-15 yıl öncesine âit. Lâkin, karmaşadan beslenen azın azı, ama azgın bir gürûh yüzünden dertlerimiz geleneksel hâle geldiği ve bir türlü de bitmek istemediği(!) için, konular güncelliğini korumaya devam ediyor.

                   Bu milletin büyük millet olduğu konusunda artık şüphe etmemek lâzım. Zîrâ, küçük noksanlar karşılığında bile büyük keffâretler ödemesi gerekiyor, görüldüğü gibi! İnşâllâh, bugünün atmosferine göre seçtiğimiz bu dörtlüklerin defterlerimizde eski bir hâtıra olarak kalacağı ve tekrar yayınlanmasına gerek kalmayacağı günleri Yüce Mevlâmızın bizlere göstermesi dileğiyle arz ediyoruz:

YÜRÜMEK

Ne çok meraklı varmış; yürümek moda oldu

Sokaklar cüppe cüppe profesörle doldu

Mersedesler kurtuldu ağır yük taşımaktan!

Bir saatcik de olsa rahat bir nefes aldı!

KIYAK

Prof’ça yürüyorlar, başlar ayak oldular

Çok da şık giyinmişler, amma kıyak oldular

Zerre nasîpleri yok şu milletin rûhundan

Başörtü korkusundan ciyak ciyak oldular!

TEZAT

Allâh’ın âyetini kabul etmez dışlarsın

İrticâ, ÇölKânunu; nakarata başlarsın

Su güzel, dağlar güzel; güneş güzel, ay güzel

Onlara îtiraz yok; pişkin pişkin yaşarsın!

DAL

“Aslımız maymun!” diyen, atlar elbet daldan dala

Onun için ölçü yok; gider istediği yola

Özgürlük adı altında, gâyesi rezâlettir

Geriye bol günâh kalır, hepimize kala kala!

YOLCULAR

Yolcular var, tutulmuş bir yâre gider

Yolcular var; yâr diye ağyâre gider

Değişik gidenler değişik varır;

Kimi nâre, kimisi gülzâre gider…

HUZÛR

Gözlerini kapayanlar nûr bulamaz

Îmânsız, âhireti mâmûr bulamaz

Saadet arayana sözüm şu benim;

“Huzûr”a varmayanlar, huzûr bulamaz!

DEĞİRMEN

Hakîkâte kapalı, kulaksızlar geldi-geçti

Çağdaş dünyâ adına ahlâksızlar geldi-geçti

Niceleri geçer daha, bir değirmen bu dünyâ

İslâm’a düşmanlıkta, duraksızlar geldi-geçti

BÂZILARI

İslâm’a saldırmakta coşkundur bâzıları

Ekşi ekşi ekşitir; gemlidir azıları

Bilen için hava hoş; sarsılmazdır îmânı

Lâkin nice mâsumu kandırır yazıları…

GURÛR

            “Küçük dağları ben yarattım!” der gibiydi

Bakışları tepedendi; sanki yer gibiydi

İnanmıyordu belki ama, o da gitti

Gidişi ibretti; seyre değer gibiydi!…

KALMAZ

Edenler bulur bir gün; çektirenler çeker elbet

İnsanlara kök söktüren, gün gelir, söker elbet

Kimi kalıptan vurulmuş, kimi kâlpten; ağlıyor

Kalmaz hiçbir âh yerde; döktüren yaş döker elbet!

 

                   Samîmî gözyaşlarına tercümân olması sadedinde kaleme alınan bu damlaları,   İbrâhim Hakkı Hazretleri’nin gönül pınarından süzülen ve geçmişten geleceğe doğru akıp gelen hikmetli dizeleriyle noktalayalım:

BİLEN GELSİN

Kamûnun Hâlıkı birdir

Neden bâzısı kâfirdir?

Bu ne hikmet, bu ne sırdır

Bilen gelsin bu meydâne!...

                   Evet, demek ki bu böyle; ve böyle gelmiş böyle gidecek. Herkes, tuttuğu yolda  üzerine düşeni yapacak. Herkes yerinin ve mücâdelesinin nitelik, nicelik ve performansına göre Yaratan katında değerlendirilecek.

                   İnancımız o ki; son gülenler, hiçbir zaman zulmederek  ağlatanlar olmayacaktır ves’selâm…

 

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

07.02.2008


Mar`12
28
CÂMİLER-NÂME
MIZRAP 2008

Yorumlar(0)

CÂMİLER-NÂME

İslâm demek, teslim demek

Yüce Allâh’ın emrine

Câmileri almak demek

Hayâtın tam merkezine!

 

Günde beş vakit nerdesin?

Nerde, nice seferdesin?

Kim sana ne derse desin

Hadi koş gel câmilere

 

Hayâtımızın merkezi

Ezan çağırır herkesi

Cennetin dünyâ adresi

Hadi koş gel câmilere

 

Neler hayâtının kod’u?

Kimlerdir modeli, mod’u?

Gerisi hep dedi-kodu

Hadi koş gel câmilere

 

Minber, mihrap, kürsü orda

Kulak verenler hep kârda

Hakkı seven kalmaz darda

Hadi koş gel câmilere

 

Câminin gayrında ne var

Nere gitsen, sonu hep dar

Allah ile Rasûlü yâr

Hadi koş gel câmilere

 

Teğet geçen pişman olur

Günâhları şişman olur

Cemâatten şaşma n’olur

Hadi koş gel câmilere

 

Kudüs yolunun durağı

Namazın mîraç burağı

Felâh burcunun çerağı

Hadi koş gel câmilere

 

Mevlânın vuslat kapısı

Vatanımızın tapusu

Arzın en güzel yapısı

Hadi koş gel câmilere

 

Nâçârların sığınağı

Gariplerin barınağı

Mazlûmların korunağı

Hadi koş gel câmilere

 

Minâre, Şerefe, Hilâl

Seslenen sanki hep Bilâl

İşten-güçten kendini al

Hadi koş gel câmilere

 

Müslümanın farkı nerde?

Namazdır arada perde

Ezanı duyduğun yerde

Hadi koş gel câmilere

 

Kulun Rabb’le randevusu

Saf saf bir sevgi ordusu

Şeytanların tek korkusu

Hadi koş gel câmilere

 

Her biri Kâbe şûbesi

Parlar hakîkât şûlesi

Akar Kevser şelâlesi

Hadi koş gel câmilere

 

İnsana ünsiyet gerek

Cemâatle ol bal-börek

Tüm millet burda tek yürek

Hadi koş gel câmilere

 

Câmi-cumâ; vakıf, dernek

Gerekir muhtâcı görmek

Müezzinle imam örnek

Hadi koş gel câmilere

 

İmam, Peygâmber vekîli

Kitab’ın, Sünnet’in gülü

İslâmiyet’in bülbülü

Hadi koş gel câmilere

 

Bâzen görünse de küçük

Temsil ettiği yer büyük

O en önde kalkarken yük

Hadi koş gel câmilere

 

Tevbe sûresi âyet der:

İnananlar îmâr eder

Câmisizler nere gider?

Hadi koş gel câmilere

 

İslâmiyetin direği

Teslîmiyetin yüreği

Aşkın yelkeni, küreği

Hadi koş gel câmilere

Beyazla kara doluşur

Zenginle fakir buluşur

Kardeşlik böyle oluşur

Hadi koş gel câmilere

 

Siyahla beyaz karışır

Dargınla küskün barışır

Herkes dîninde yarışır

Hadi koş gel câmilere

 

Siyahla beyaz yan yana

Zenginle fakir can cana

Kardeşlik lâzımsa sana

Hadi koş gel câmilere

 

 

 

 

 

ORDU HAYAT GAZETESİ

06.02.2008


Toplam 517 Blog, 104 Sayfada Gösterilmektedir.
«« « 16 17 18 19 20 [21] 22 23 24 25 26 » »»

En Çok Okunanlar Son Yorumlananlar Hakkımda
POPÜLER MASONLAR ORDUDA (7140)
AKROSTİŞ YAZILARI (5512)
FOTOĞRAF-NÂME (5186)
MODA-NÂME (5064)
EYMÜR-NÂME 2 (4928)
EYMÜR-NÂME 1 (4652)
Bedford-nâme (4624)
Nûri KAHRAMAN (4617)
EYMÜR-NÂME 3 (4590)
BAYRAMLAŞALIM DOSTLAR! (3949)
ÜÇ ÖZTÜRK, BİR MEVLÂNÂ.. (1)
CHP-NÂME (1)
GACAROĞLU AHMET EFENDİ (1876-1962) (1)
FOTOĞRAF-NÂME (4)
37 YIL ÖNCESİ, KÖYDE BU GÜN.. (1)
NASIL BİR İL BAŞKANI? (1)
ERKAN TEMİZ BEYİN TELEFONU (1)
BİZ DE İMAM-HATİPLİYİZ Sn. ADİL AKYURT (1)
MODA-NÂME (3)
AKROSTİŞ YAZILARI (4)
 

Www.GirdapTasarim.Com Tarafından Hazırlanmıştır...